Iğdır Üniversitesinde 10-16 Mayıs ‘Engelliler Haftası’ kapsamında Sağlıklı Yaşam Topluluğu tarafından “Engelli Toplumla Nasıl Yaşanır” konferansı düzenlendi. Programda engelli vatandaşların günlük yaşamda karşılaştıkları sorunlara değinen Doğubayazıt Engelliler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Topçi, akraba evliliği konusunda herkesin azami derecede dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Karaağaç Kampüsü 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonunda düzenlenen konferansa; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Çelebi, akademik ve idari personeller ile öğrenciler katıldı.
‘Herkesin birer engelli adayı olduğu unutulmamalı’
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan konferansta bir konuşma yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Çelebi, Türkiye’de engelli oranın 12,29 olduğunu ifade ederek, “İnsanların başına ne zaman ne geleceği belli olmaz. Toplumu oluşturan bizler engelli vatandaşlarımız ile birlikte yaşamayı öğrenmek zorundayız. Engelli kardeşlerimiz ile iletişim kurmada aynı hassasiyeti göstermeliyiz. Devletimiz engelli vatandaşlarımız için her türlü yardımı yapıyor. Ne yazık ki bunu suistimal edenler de var. Böyle olunca gerçek muhtaç sahipleri bu yardımlardan yararlanamıyor. Iğdır Üniversitesi olarak engellilerimiz için engelli rampaları yaparak onların hayatını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Herkesin birer engelli adayı olduğu unutmamalı. Ayrıca engelli vatandaşların kendi kabuklarına çekilmemeleri için taşın altına elimizi koymaktan geri durmamalıyız” şeklinde konuştu.
‘Dilenci değil, engelliyiz’
Konferansa konuşmacı olarak katılan Doğubayazıt Engelliler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Topçi ise, birçok engellinin bugün kendi köşelerine çekildiklerini topluma çıkmadıklarını söyleyerek şu açıklamalarda bulundu.”Biz engellilerin toplumda sıkıntı yaşadığı bir gerçek. Toplumda engelli sayısının fazla olmasının başında akraba evliliği gelmekte. Biz bu akraba evliliğinin önüne geçmezsek önümüzdeki yıllarda engelli sayısı daha da artacaktır. Ne yazık ki evlilik öncesi yapılan kan uyuşmazlığı testleri de önemsenmemekte bu da sonraki yıllarda engelli çocukların doğmasına neden olmakta. İkinci sebep olarak da küçük yaşta evlilik bu engelli sayısının yüksek olmasına neden oluyor. Bir evde bir engellinin olması annenin eve bağlı olması demektir. Ayrıca Türkiye’de engelli sayısının fazla olması devletin yükünü de artırıyor. Son olarak ise şunu ifade edeyim çarşıda pazarda bizi görenler sürekli para vermek istiyorlar. Dilenci değil, engelli olduğumuz unutulmamalı.”
“Bizi itmeyin hayatın içine çekin”
Konferansta son olarak konuşan Esra Can da insanların kendileri ile empati kurmadıklarından dert yanarak, “4 yıl önce bir hastalık geçirdim. Ayaklarım tutmadığı için hayata karşı soğumuş kendi köşeme çekilmiştim. Ama bana el uzatanlar sayesinde hayat ile tekrar barıştım. Bugün yürüyebiliyor burada size hitap edebiliyorum. Şunu fark ettim ki insan istediği zaman her şeyi başarabilir. Bizler umut ile hayatımıza devam edersek her şeyi elde edebiliriz. Sizler de bizi itmeyin hayatın içine çekin” dedi. Konferans, konuşmacılara teşekkür belgelerinin verilmesi ile son buldu.