Türkiye bir depremler ülkesidir…
Türkiye, yeryüzünün fay kırıklıkları üzerinde bulunan, arada bir sallanarak üzerinde yaşayanları felakete uğratan bir coğrafya üzerindedir. Türkiye, aynı zamanda üç tarafını çevirmiş denizleriyle, bir tarafta kutsal kitapların cennet diye tarif ettikleri, dünyanın en zengin kır çiçeği örtüsüne sahip olduğunu Kafkas Arısı’nın (dünyanın en uzun diline, en farklı nektarları toplayabilme yetisine sahip arı cinsi) doğa tarafından kendisine bahşedilmiş olmasıyla kanıtlamış, bir tarafta turunç bahçeleri, zeytin, kayısı, kara üzüm tadı, fındık ve çay bereketiyle, Muş’ta kız saçı gibi kıyılmış tütünleriyle, Diyarıbekir’de suda çatlayan kan kırmızısı karpuzlarıyla, masalları, fıkraları, ozanları, türküleriyle, dünyanın en bereketli toprağına sahip, bir kültürler ve uygarlıklar beşiğidir…
Varın anlayın… Türkiye, sayıp dökmekle bitiremeyiz, aynı zamanda inanılmaz bir çelişkiler ülkesidir…
Bunca varlık içinde yokluk çekerek de akılları altüst eder…
Türkiye aynı zamanda en cinfikirlerin, en olmadık dümenlerin üretildiği, döndürüldüğü ve tarihin çoğunluk zamanlarında iki yüzlü iktidarların baş tacı edildiği bir yerdir..,
Şimdi çok değil, bir iki ay önce birisi çıkıp, akaryakıt fiyatlarına iki kat zam yapacağım, oradan alınan Özel Tüketim Vergisi’ni arttıracağım dese, ortalık birbirine girer, millet isyan ederdi…
Öyle olmadı… Bir yerden gizli bir işaret almış gibi Türkiye’nin Lirası yabancı paralar karşısında değer kaybetmeye, dövizinden altınına inanılmaz yükselişler yaşanmaya başladı… Freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı yuvarlanır olduk. Sonra tek bir gecede bu yükselişler tersine döndü, döviz de, para karşısında asıl kaynak sayılan altın da tepe üstü çakıldı… Ama, o zirveye yükselişte iki katına çıkmış ve dolaylı olarak piyasada yenilen, içilen, giyinilen, hatta barınılan ne varsa, onların fiyatını belirleyen akaryakıt fiyatları ise aşağı düşmedi…
Ve böylece neredeyse her şeyin fiyatı iki katına katlanmış oldu.
Yetkili yerlerden yapılan açıklamaya göre, akaryakıt maliyet fiyatları düşse bile, pompaya yansımayacak, aradaki fark Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)’ye sayılacaktır…
Vallahi Billahi kutlamak gerek bu tabloyu yaratanları!
Zaten yediği ekmek bir lokma daha küçülen, içtiği su her gün biraz daha kirlenen, üstündeki don bundan sonra daha da dar gelecek, bir yama daha yiyecek olan yurttaşlarımız davul zurnayla halay çekerek kutladılar ekonomiyi yerinden oynatanları…
Bu karışıklıkta kim önceden haberliydi de milyarlarca dolar bozdurup bir kere daha köşeyi döndü, kim oylarını bir kere daha arttırdı, yaşanan gelişmeleri bir “Ekonomik Paket” olarak açıkladı, burası da çok önemli değil…
Benim bildiğim, daha bir yıl önce 4 TL’ye aldığım otogazı bugün 9 TL’ye alıyor olmamdır. Benim emekli maaşının yarısını birileri çaktırmadan elimden çekip almış oldu. Ne olduysa da aracına tüp taktırıp otogaza geçenlere oldu. Hayatı ucuz yaşayalım derken en büyük kazığı onlar yediler…
Şimdi, zabıtalar “fahiş fiyat”la mal satanların arkasına düşmüş… Helal olsun bu zabıtaları gönderenlere diyeceğim de, bence yanlış yerde arıyor zabıta sorumluyu… Bu “Özel Tüketim Vergisi” ile toplananlar nereye gidiyorsa, nerede harcanıyorsa, oraya bakmalı o zabıtalar…
Kulağımıza küpe olsun… Özel değil, güzel tüketmeliyiz…
Tarlasına buğday eken köylü, pazara mal götüren üretici, traktöründe, kamyonunda akaryakıt kullanarak özel tüketiyor… Dar gelirli emekli, her yerinden ses gelen takaza aracıyla bir yerden bir yere (haddi olmayarak) giderken, özel tüketiyor… Halk Ekmek kuyruğunda ucuz ekmek için sıra bekleyenlere ekmek getiren belediye aracı özel tüketiyor, halkımızın tıkış tıkış bindiği belediye otobüsleri, trenler, metrobüsler özel tüketiyor… Ucu ucuna yaşayanlar hep özel tüketiyor!
Bu ülkede bir de güzel tüketenler var… Cuma günleri trafiği halka kapattırıp onlarca çakarlı araç ve korumayla namaza gidenler güzel tüketiyor, özel uçaklarda kendilerine övgüler dizip ellerine verilmiş soruları okuyan gazeteciler eşliğinde çeşitli gezilere gidenler güzel tüketiyor… Bir gün o kesime, bir gün bu kesime ziyafetler verenler, dolar ve geçiş garantili otoyol, köprü, şehir hastanesi sözleşmesi imzalayanlar güzel tüketiyor… Yaşanması gün geçtikçe zorlaşan şehirlerin ortasına AVM dikenler, parklara, kırlara beton dökenler güzel tüketiyor. Bu güzel tüketilenlerin masrafı da, o özel tüketenlerden toplanan vergilerle ödeniyor…
Yatın kalkın bunca çelişkinin, bunca rengin, bunca zenginliğin ve bunca zekânın bir arada yaşayabildiği bir coğrafyada dünyaya gelmiş olduğunuz için dua edin… Daha ne istiyorsunuz?
Ne yapın edin, özel değil güzel tüketin diyeceğim ama dilime yakıştıramıyorum… Önce şu aklınıza sahip çıkın yahu! Vazgeçin aklınızı başkalarına emanet vermekten… Bir bakın etrafınıza, olup biteni anlamaya çalışın…
Dünyanın bu kahpe düzeni, bu çelişkiler ülkesi Türkiye aklını başına toplayabildiğinde değişecek sanırım… Ezilenler artık ezilmeyecek, sömürülenler artık sömürülmeyecek… Düğüm sanki burada, bu toprağı da, bahtı da kara coğrafyada çözülecek…
Aynı o dünyanın emperyalistlerine, onların ortağı saltanatlarına, hilafetlerine kafa tutmuş; kendisine özgür ve bağımsız bir ülke kurmuş analar, akıncılar, gaziler döneminde olduğu gibi…
Gününüz aydın olsun değerli dostlar…