Dün dostlarımın arasındaydım… Beyaz önlükleriyle, ak alınlarıyla, insan ve yurt sevgileriyle, iyilik, güzellik, doğruluk dilekleriyle, daha mutlu, daha aydınlık bir yaşam ümitleriyle ülkenin dört bir yanından gelmişlerdi…
Kimi İstanbul’dan Ankara’ya, dört gündür şehir girişlerinde yürüyerek, kimi Şanlıurfa’dan, kimi Sivas’tan, kimi Bursa’dan, kimi Hatay’dan, kimi Muğla’dan gelmişlerdi. Evlerini, işlerini, çocuklarını bırakarak Ankara’ya toplanmışlardı… On yıllardır toplumun hastalıklarını, kötülüklerini yok etmeye çalışan, emeğin, erdemin ve özverinin temsilcileriydi onlar… Tümü de başarılı öğrenciler olarak yüksek puanlarla tıp fakültelerine girmişler, kahırlı bir eğitimden sonra ölümle göğüs göğüse çarpıştıkları sağlık cephesine girmişlerdi.
Çanakkale savaşında yurdunu emperyalist güçlere karşı savunurken bir sınıfının tümünü birden şehit vermiş, Kuvayımilliye saflarında düşmana karşı tetik çekmiş, parayı pulu düşünmeyerek şehirlerden köylere, gecekondu bölgelerine, halkının yardımına koşmuş becerikli, bilgili, cesaretli, güzel insanlardı onlar…
Ve onlar yukarıdan verilen buyruklarla doktor odaları ellerinden alınmış, şehir hastaneleri denilen ucubelerde müteahhitler para kazansın diye hasta yığınlarının karşısına, her hastaya yalnızca beş dakika zaman ayıracaksınız diyerek sürülmüş, onca sıkıntı içinde çalışırken de dövülmüş, sürülmüş hakaret edilmiş erenlerdi…
Olmadık hilelere başvuruldu meslek örgütleri ellerinden alınabilmek için; kumpaslar kuruldu, kanun hükmünde kararnamelerle açığa alındılar, çevre kirliliğine karşı mücadele ettikleri için, gerçeği halka söyledikleri için yargılandılar, tutuklandılar… Kimine FETÖ damgası yapıştırıldı, kimi PKK ile ilişkili bulundu… Çamur attılar, iftira ettiler, haksız yere açığa aldılar, sesini yükseltmek isteyenlere hiç utanmadan ters kelepçe taktılar; toplumun en çalışkan, en başarılı bireylerine karşı bilinçaltlarında büyüyen o kirli kini kustular… Yeri geldi, çocuklarının ekmek parasın onlara çok gördüler…
Çünkü onlar yönetici erki elinde bulundurup her şeyi kirli hesaplarını çoğaltmak, müteahhitlerle gizli ve karanlık dümenler çevirerek zengin olmak yerine halk çoğunluğunun sağlığı, iyiliği, güzelliği için mücadele ediyorlardı.
Çünkü onlar kâr, çıkar ve iktidar değil, aydınlık ve özgür bir dünya istiyorlardı.
Çünkü onlar parası olana en lüks sağlık hizmetlerinin verildiği, koruyucu hekimlik hizmetlerinin geri plana itildiği, hastaya hasta değil müşteri denildiği, insanların birbirinden ayrılarak düşman edildiği bir toplum değil, kardeşlik, barış ve sevgi istiyorlardı…
Çünkü liyakat ve hak etmişlik yerine siyasal kanaatlerin önde tutulduğu, bilimin değil hurafenin geçerli bulunduğu bir yönetim anlayışının elinde emir kulu yapılmak isteniyorlardı. Kadavrasız, laboratuvarsız, araştırmasız bir eğitim sistemiyle kula kulluk edecek diplomaların verileceği bir eğitim sistemine sürükleniyorlardı… Çünkü onlar, bilgisi, öğrenme yetisi, dünya görüşü onlardan çok daha geride, çok daha yetersiz yöneticilerin buyruğunda kukla gibi yönetilmek isteniyordu…
Ama onlar direnişçi, özverili, erdemli bir gelenekten geliyorlardı. Boyun eğmediler… Yürüdüler ülkenin dört bir yanından, Başkent Ankara’da buluştular… Bereket yağmurları karşıladı onları Ankara’da… Pencerelerden, balkonlardan alkışlandılar… Forum yaptılar, konuştular…
Onlardan biri olmak, onların arasında bulunmak ne büyük bir onur…
Yılmadılar, dağılmadılar, karanlığa karşı beyaz yürüyüşler yaptılar…
Bundan sonrasında da ülkelerinin aydınlarına, halklarına örnek olacaklar… Özveriyle, dirençle çalışacaklar…
Açık sözlü, güvenilir olacaklar; ihtiyacı olanlara sevgiyle kucak açacaklar… Salgınlara karşı mücadelelerde, aşılama çalışmalarında da en önde bulunacaklar…
Ve bir de bazı meslek örgütlerinde yaşanan yanlışlara kapılmayacaklar… Dışlayıcı, ayrıştırıcı olmayacaklar; dar siyasal talepleri mesleki hakların, ülkenin can alıcı sorunlarının önüne çıkarmayacaklar… İyilikten, güzellikten, doğruluktan, barıştan, kardeşlikten yana olan her siyasal görüşü birlikte kucaklayacaklar; hepsine aynı mesafede duracaklar…
“TTB Kapatılsın”, “Tabip Odaları Kapatılsın” diye ucuz nutuklar atanları halkın gözünün önünde utandıracaklar… Her zaman yaptıkları gibi, bilimle, bilinçle, yaşama hep gülümseyerek bakacaklar…
İyi ki varlar ve hep var olacaklar…
Günümüz aydın olsun; “Karanlığa Karşı Beyaz Yürüyüş” kutlu olsun sevgili dostlar…