Hukuk bir idrak işidir, zevken idrak ve küçük akla idrak

Yılmaz Karakoyunlu yazmıştı bu yazıyı, yeniden okumakta sonsuz yarar var bence:

“Bütün çocuklar cennettedir.

Berkin arkadaşlarının yanına gitti.

Yüz binlerce insan Berkin için gözyaşı döktüler.

Hatta göstericilerin üzerine insafsızlığın hiddetini boşaltan ‘Toma’ların püskürttüğü sular bile, Berkin için dökülen gözyaşıydılar…

(Çok Önemli Not: Tomalar, itfaiye araçlarından daha fazla su kullanıyormuş.)

Önceki gün Berkin’in toprağa verilişinin TV yayınında izledim. Yürekleri acıtan bir veda töreniydi.

İşin talihsizliğine bakın ki, bu gösteriye katılanlar, yine polis tarafından şiddetli müdahaleye maruz kaldılar.

Şükredelim ki, Berkin’in başına gelenler, bu kez başkalarının başına gelmedi. Ama televizyonlarda izlediğimiz o şiddet manzarası yüreğimizi ağzımıza getirdi.

Aynı günlerde Denizli’de bir yargıcın verdiği karar gerekçesi, ülkemizde süregelen haksız gidişin ruhunu ayıplayan bir adalet idrakiydi.

Tekrar ediyorum: Tam bir adalet idrakiydi.

Denizli’de geçen Haziran ayındaki Gezi eylemlerine katıldıkları için haklarında dava açılan 9 şüphelinin duruşmaları tamamlandı.

Yargıç Hakkı Öncü, kararının gerekçesinde, ‘farklı düşünen bir avuç gencin, devlet için tehlike görülmemesi’ gerektiğini söylüyordu. ‘Farklı seslerin yükselmesinin demokrasinin oluşup yerleşmesi için gereken davranış olduğunu’ belirtiyordu.

Hele bir hukuk yorumu vardı ki, mükemmeldi: ‘El ele, kol kola göstericimiz, polisimiz, askerimizle, sağcısıyla, solcusuyla, inananıyla inanmayanıyla, bir halay çeker gibi aydınlık geleceğe yol almamız gerekiyor’ diyordu.

Ve bu gerekçelerle dokuz sanık hakkında beraat kararı verdi.

Yargıç Hakkı Öncü, sadece meslektaşlarına değil, idareyi elinde bulunduran mülki karar alıcılarının da istifade edebileceği açıklıkta ve derinlikte ilke kararlarını da ortaya koyuyordu.

Dürüst ve sağlam kafalı bir demokrasi tarifi veriyor.

Yurttaşlarla, yöneticilerin kamplaşmasının isabetsiz bir konum belirlemesi olduğunu açıklıyor.

Düşüncenin sağ ya da sol olarak ayrılmasının dürüst bir demokrasi tarifinin gereği olduğunu söylüyor.

Çağdaş demokrasilerin ve özgürlüklerin tanımını veriyor. Bunların asla vazgeçilmezliğinin altını çiziyor.

Bütün vatandaşların devlet politikasını biçimlendirmede eşit hakları olduğunu aktarıyor.

Yurttaşın sesini kısmanın demokrasiyle asla uyuşmadığına işaret ediyor.

Ve temel tespitleri kararının gerekçesi olarak yazıyor.

Hukuk, bir kutsal hizmettir. Fakülte bitirmekle kazanılmaz. Ancak idrak edilebilir…

Denizli Yargıcı Hakki Öncü bu idraki sergiliyordu…”[1]

 

DİNBAZ UYDURMASI: “ZEVKEN İDRAK”

İsmailağa Cemaatinin ileri gelenlerinden Furkan Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Saadeddin Ustaosmanoğlu, İbda-C lideri Salih Mirzabeyoğlu’ndan alıntılayarak şöyle tanımlıyor Zevken İdraki: “Nedir zevken idrak? Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun tanımlamasıyla, beş duyudan (hasselerden) gelenlerin kalbe bağlı beyinde değerlendirilmesi. Yani, kalbe bağlı akılla eşya ve hâdiseleri değerlendirmek. ‘Ben’in önplanda olduğu ve aklın putlaştırıcı seviyede yüceltildiği bir devirde zevken idrakten bahsedilmemesi, hatta bilinmemesi kadar doğal bir şey olabilir mi!.. Nerede kaldı zevken idrake sahip olmak?”

Bak sen “kalbe bağlı beyin”, beyin kalbe mi bağlı, bunun bilimsel bir izahı var mı? Yok yok yok… Bu bir dinbaz yutturmacası.[2]

Ve zevken idrak için haddini ve hududunu bilme şartı varmış: “Bu istikametin birinci ve mühim şartı zevken idrak’e tâbi olmak veya zevken idrak istikametinde kalmaya muvaffak olabilmektir…”[3]

Yani dinin kafana taktığı at gözlüğü ile görecek, bakacak ve algılayacaksın ve bundan zevk alacak düzeye de geleceksin.

 

İDRAK-İ MAALİ BU KÜÇÜK AKLA GEREKMEZ

“İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez

Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez”

Ziya Paşa’nın ünlü beyti.

Anlamı şu: İnsan algısının üstünde olan yüce düşünceler bu küçük akla gerekmez, çünkü onun akıl terazisi bu denli büyük ağırlığı çekecek yapıda değil.

 

 

[1] Yılmaz Karakoyunlu- https://www.haberturk.com/yazarlar/yilmaz-karakoyunlu/929637-hukuk-bir-idrak-isidir

[2] Kalp ve beyin ilişkisi nedir? Beyin yönetir kalp rolünü yapar. Düşünce duygularda beynin belli bölgeleri çok aktif çalışır ve bazı hormonlar rol alır. Aşkta adrenalin serotonin öne çıkar kalp daha çok kan pompalar ve çarpıntı olur. Üzüntüde serotonin düşer kortizol artar kalp pompalama gücü azalır ve kalp ritmi bozulur. Bilimin dediği budur.

[3] https://koklerkitab.com/blogs/kokler-kitap-blog/hadis-i-serifler-ve-zevken-i%CC%87drak?srsltid=AfmBOoreCtJ29dJjmc_dVhT6YJhzBXp90JYpKJlzLDrXasrCvtpHz1fF

About Post Author