Üç yerel seçimdir oyumu Mansur Yavaş’a veriyorum. Bu sayfada birçok kez de kendisiyle ilgili olumlu şeyler yazdım.
Doğruya doğru, eğriye eğri… Cumhuriyet Bayramı’nda konser için Ebru Gündeş’in çağrılmasını ve bu tür etkinliklere verilen paraları duyunca cinim beynime çıktı. Günlerdir bana huzur vermiyor.
Cumhuriyet’i Ebru Güneş gibiler mi savunacak? Hayat çizgisi belli, ilişkileri belli, düşünce yapısı belli… İnanılmaz bir kütür yozlaşmasının yaşandığı, insanların dayanışma, demokrasi, adalet kavramlarının önemli ölçüde yıpratıldığı bir dönemde bu tür sanatçıların hâlâ el üstünde tutuluyor olması karşısında diyebileceğimiz ne var ki? Yazıklar olsun.
Hele de tüm belediyelerde önceki AKP dönemlerinde zirve yapmış, yüz milyonlarca Dolar’ın (bu ‘etkinlik’ harcamalarının dolar olarak açıklanmasını da ülkem adına bir onursuzluk ve rakamları halkın gözünden saklama çabası olarak görüyorum) belediye kaynaklarından böylesi konserler için verilmiş olması popüler şakşakçılıktan öte nedir ki?
20 yıldır Ardahan’da Dursun Akçam Kültür Sanat Günleri yapıyoruz. Tiyatrosuyla, sinemasıyla, açık oturumlarıyla, fidan dikimiyle, konserleriyle dört dörtlük etkinlikler gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Alkışlanan popülerleri değil, ülkemizin kültürüne katkıları olanları çağırıyoruz. Herkesin kendini katabildiği bir şenlik oluşturuyoruz. Gelen bir iki değerli konuğumuz için yerel yönetimlerden ulaşım desteği istediğimizde, “tasarruf tedbirleri” duvarına çarpıyoruz. Çoğu dar gelirli üyelerimizin ödentileriyle uçak bileti almak (Ardahan bir günlük yol, başkası önerilemez bile) vakfımız için de yıkım oluyor.
Çeyrek yüzyıldır yazar olarak kendimce etkinliklere katılıyorum, çok seyrek olarak da belediyeler tarafından düzenlenen bazı toplantıların konuşmacısı oluyorum. Yıldızlı otel de istemiyorum, uçak da; otobüs bileti ile bir öğretmenevi ya da kamu misafirhanesi yeter, üç beş kitap alın, kitap alamayacak durumda olanlara verelim diyorum. Yılın bütçesi ve tasarruf denilerek kabul edilmiyor.
Bu ülkede yazar çok ucuz, kültür mücadelesi ucuz; popüler olanlar, ekranlarda görülmüş yüzler revaçta… Yazar olarak da çoğunlukla ekranlarda yüzü görülenler, adı duyulanlar çağrılır.
Belki de ben beceriksizim, pazarlık yapmayı, kendimi satmayı başaramıyorum.
İş pop sanatçılarının konserlerine gelince, yüz binler, milyonlar, milyon dolarlar konuşulmaya başlanıyor. Sonra da halkın gerçekleri göremediğinden, doğruyu seçemediğinden yakınılıyor.
Birilerinin bir yerlerini açıp salladıkları, kalabalıkların alkışlayıp bağırdıkları o “etkinlikler” halkın uyanışında, bilinçlenmesinde, hayatın çoğalmasında mum alevi bile değildir. O tür konserler, bir kültür etkinliği değil, yozlaşmanın alkışlanmasıdır. Halkın parası hak etmeyenlere dağıtılmasın artık. Profesyonel futbolcularla pespaye pop sanatçılarının el üstünde tutulduğu, inanılmaz paralar kazandığı bir ülkede ve dünyada, demokrasi ve adalet kavgası böyle bir adım ileri, iki adım geri gitmek zorunda kalır.
AKP döneminde bu tür harcamaların daha çok yapılmış olması bugün de sürdürülen yanlışlar için yanıt olarak kullanılmamalı.
Bir yıl öncesine kadar “Köy Enstitüleri ile ilgili tiyatro metni” istenirdi. Oturup yazdım. Dursun Akçam’ın yaşamını da katarak tamamlanan oyunu sahneleyecek bir yerel yönetim arıyorum şimdi. Haydi, “etkinlik” yapalım sevgili başkanlar…
Gününüz aydın olsun sevgili dostlar…
16 Kasım 2024, Alper Akçam