Sana evinin kapısının önünde kurşun sıkanlarla senin sözcülüğünü yaptığın Anayasa’yı ve kurucusu olduğun Anayasa Mahkemesi’ni hiçe sayanlar, parmak kalabalığı ve bezirgân saldırganlığıyla evrensel hukuku ve insan haklarını ortadan kaldıranlar aynı soydandır hocam…
Hem demokrasiyi savunup görünen, hem de halkın oylarıyla seçilmiş, Anayasa Mahkemesi’nin kendisine “Hak İhlali” yapılmış olduğunu hükme bağladığı vekilin vekilliğini düşürenler, zindanlarda tutanlar, seni bir kez daha katlettiler hocam; tarih bu insanlık düşmanlarını da hiç unutmayacak.
Hatıran hep aziz kalacak hocam…
Okullarını birincilikle bitirmiş, kendisini ülkesinin geleceğine adamış bilim insanlarıydınız hocam. Sizleri birer ikişer kurşunlattılar, bombalatıp parçalattılar.
Şimdi diploması şaibeli bezirgânlar oturuyor yetkili koltuklarda. Koca şehirlere onlar başkan adayı oluyor; meydanlarda, toplantılarda onlar nutuk atıyor.
Sizin hazırladığınız 1961 Anayasası ile köylere kadar varan ücretsiz sağlık hizmeti, herkese eşit ve parasız, laik eğitim hakkı, çalışanlara sendika kurma olanağı, siyasi kanaatlere özgürlük verilmeye çalışılmıştı hocam. Sizin yaptığınız, halktan, paylaşımdan, sosyal devlet anlayışından, siyasi özgürlüklerden yana olan Anayasa’yı “lüks” bulup 1971 ve 1980’da, 12 Mart ve 12 Eyül’de Amerikancı generaller eliyle değiştirmeye çalışırken, halkını seven, başarılı, yurtsever gençleri “Anayasayı İhlal”den yargılayıp idam ettiler.
Sana evinin kapısının önünde tetik çeken beyinsizleri çoğaltabilmek için cemaat ve tarikatlar eliyle üniversite giriş sınavlarını yandaşlarına dağıttılar. Şimdi ülkenin en yetkili karar organlarında, yargı makamlarında, çalınmış sorularla sınav kazanmış birileri oturuyor hocam.
Size Anayasa yapma görevini verenler, halkı Vatan Cepheleri ile bölüp, kardeş kavgaları çıkaran, kendilerine muhalefet etmeye kalkanları Tahkikat Komisyonları ile yok etmeye kalkan, ikili anlaşmalarla ülkesinin varını yoğunu yabancılara satan, demiryolu yapımını “komünistlik” sayıp durduran, eğitim politikalarından karayollarına, yabancı uzmanlara yaptıran birilerini devirip ülkede yeni bir sayfa açmak için davrananlardı.
Dünyanın egemeni emperyalizm, işin sırrını çözdü hocam… Cumhuriyet kurucusu Gâzi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını yetiştirmiş, akıncı gelenekli, Gâzi Ertuğrul’dan beri Anadolu ve Urumeli coğrafyasında toprağı işleyene “Beytülmal” kılmış o ocağı dağıtmak için Amerika’da tezgâhlanmış darbeler düzenlediler. Cahil vaizlerin başını çektiği cemaatleri besleyip desteklediler, ordunun “kozmik odaları”na kadar onların ajanlarını soktular. Kumpas davalarıyla ordudaki yurtseverleri temizlediler en önce. Ordunun ve kamu kurumlarının başına, “biat” edenleri seçtikleri mülakatlarla kendi adamlarını geçirdiler.
Kamu kaynaklarını kullanarak, birçoğu da karşılığı ödenmemiş paralarla televizyon kanallarına da sahip oldular. Yirmi dört saat yalan üreten ekranlar aracılığıyla, zavallı insanları kendi yalanlarına ve talanlarına alkış tutacak biçimde kandırdılar.
Elli milyon dolara tank palet fabrikasını sattılar, elli beş milyon dolara uzaydaki bir istasyona giden NASA aracında bilet aldılar; “Uzaya Gidiyoruz” masalıyla meydanlarda, ekranlarda nutuk attılar.
Hatıran hep aziz kalacak hocam… En üzücüsü hocam, senin ders verdiğin üniversitelerde yetişmiş, kamusal, laik, eşit eğitim hizmetlerinden yararlanmış bazı soyu bozuklar da oynanan bu oyunlarda din bezirgânlarına çanak tuttular hocam. “Yetmez Ama Evet” diyerek, bazı eksik ve yanlışlarına karşın, bu topraklara çağdaş uygarlığı, kadın ve insan haklarını, medeni hukuku getirmek için yola çıkmış Cumhuriyet’i otopsi masasına yatırmaya kalktılar. Batı’dan aldıkları alkışlarla böbürlendiler; cemaat ve tarikatlarla aynı basın organlarında saf tuttular, aynı toplantıların konuşmacısı oldular.
Bu coğrafya seni ve senin gibileri unutmayacak hocam…
Bir zamanlar dünyanın bütün sömürgenlerine, zalimlerine mazlum halklar adına göğüs germiş, kutsal Kurtuluş Savaşı’nı kanıyla, canıyla kazanmış o damar hâlâ atıyor.
Meydan hep kalpazanlara, yalancılara, talancılara kalmayacak hocam. Yeniden halkla birlikte, halk için, halk tarafından verilecek bir mücadele içinde derlenip toparlanacağız hocam…
Seni saygıyla, minnetle anmak, her şeyden önce kendimize olan saygımızın, ülkemize, halkımıza sevgimizin gereğidir.
Hatıran aziz kalacak hocam… Selam olsun senin hatırana, selam olsun ülkesi, halkı ve çocuklarının geleceği için özü sözü bir kalanlara, selam olsun iyilik, güzellik, adalet için yol alanlara…
31 Ocak 2024, Alper Akçam