Bu sene (2023) ilk 9 ayda Çin ithalatımızda ilk sırada yer aldı. İhracatımızda ise 16 sırada yer aldı. 9 ayda Çin’den yaptığımız ithalat 34,4 milyar dolar, Çin’e yaptığımız ihracat ise 2,4 milyar dolardır. Yani Çin’e 9 ayda 32 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. Milli dış ticaret politikası uygulamak yerine, Çin gibi ülkelere teslim oluyoruz, yüksek dış ticaret açığı veriyoruz, sonra da Hazine Bakanını ve Merkez Bankası başkanını 3-5 milyar dolar bulsun diye batıya gönderiyoruz.
Çin bizim gibi Milli dış ticaret politikası olmayan ülkeler sayesinde büyüdü. Başka ülkelerde de sorun var ve fakat Dünyada dış ticarette bizim kadar akıl tutulması yaşayan başka bir ülke yoktur.
Bir akıl tutulmasını da, Çin modeli diyerek yaşadık. Bizden farklı olarak Çin’de demokrasi yok tek parti yönetimi var. Daha önemlisi Çin modeli kolektif mülkiyetten, sınırlı mülkiyete geçişi ifade eder. Çin modeli demokrasi ve serbest piyasa ekonomisine karşı bir alternatif bir modeldir. Bizim için model oluşturması mümkün değildir.
Çin; kalkınmanın finansmanı için doğrudan yabancı yatırım sermayesine yüksek teşvik ve mülkiyet güvencesi verdi. Birkaç yıl öncesine kadar da başarılı oldu.
Demokrasi olmamasına rağmen, Çin’de kurumsal devlet yabancıya mülkiyet güvencesi için bir garanti oldu. Ayrıca bürokraside doğrudan yabancı yatırımlara kolaylık ve şeffaflık sağlandı.
Çin’le ilgili önce bir tespitim var; sonra bu tespitimi ispatlamaya çalışacağım.
Çin’de tam demokrasi olsaydı Çin ekonomisi bu kadar hızlı büyüyemezdi, Çin’de demokrasi olmadığı için bundan sonra büyüme hızı yavaşlayacak ve duracaktır. Nedenlerine gelince;
1- Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, üçüncü defa yeniden devlet başkanı seçildi. Bu durum Çin komünist partisinde otokrasinin artması olarak yorumlandı.
2- Çinde yabancı yatırım sermayesi yüksek büyümeye öncü oldu. Şimdi parti otoriteleri, ‘’Çin sermaye birikimini tamamladı, artık kendisi yurt dışında yatırım yapıyor ‘’ diye açıklama yaptılar. Ancak Çin’de devletin yurt dışındaki yatırımları bürokratlar tarafından yapılıyor. Özel sektördeki hassasiyet ve özenin olması imkansızdır.
3- Çin’de işçi ücretleri de yabancı sermaye için cazibesini kaybetti. Çin’de 2010 yılında en yüksek asgari ücret 164 dolar iken şimdi 400 dolara çıktı.
Çin’de yabancı yatırım sermayesi girişi 2019’da 38,8 milyar dolar iken, 2022 de 28,6 milyar dolara geriledi.
4- Bir ülkede GSYH büyüdükçe büyüme oranı düşer. Aslında zaten genel olarak ta Çin’de büyüme oranı düşüyor. (Aşağıdaki grafik)
Sonsöz: Çin hibrit model ile ekonomiyi buraya kadar getirdi. Devamı; ancak ve ancak Çinin demokrasiye geçmesi ile mümkün olur.
Yayın Köşe Yazıları, Son Köşe Yazıları, vitrin, vitrin2, Yeni Çağ
Formun Üstü
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Formun Altı