Orhan Pamuk İstanbul’u anlattı

TÜRSAB Dergisi The Voice Of Travel, tüm dünyanın yakından tanıdığı Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk ile röportaj yaptı. TÜRSAB Başkan Danışmanı Cemal Kızıltan’a konuşan Orhan Pamuk, romanlarındaki İstanbul’u anlattı. Orhan Pamuk, yazarlığının ve romancılığının gelişmesine büyük katkıları olduğunu söylediği İstanbul’u, kültür turizminde ileriye taşıyabilmek için yapılması gerekenlere dair samimi açıklamalarda bulundu.

2006 yılında Nobel Ödülü alan Orhan Pamuk, 2012 yılında açtığı Masumiyet Müzesi’nin İstanbul’un turizm hayatındaki yerini anlattı. Müzenin yerli ve yabancı turistlerden büyük ilgi gördüğünü ve yılda 25-30 bin civarında ziyaretçi ağırladığını söyleyen Pamuk, müzeye gelenlerin yüzde 75’inin romanı okumadan müzeye geldiğini belirtti. Pamuk, “Müzeye gelen ziyaretçilerin yüzde 70-75’i romanı okumamış oluyor. Müzeyi kurarken kim gelir bu acayip müzeye dedim. Romana çok meraklı, beni çok sever, romanı da çok seven kişiler gelir yalnızca! Ama öyle olmadı. Müzeye gelenlerin yalnızca dörtte birinden azı romanı okumuş oluyor. Genellikle bir kişi okuyor romanı ya da haberdar oluyor, eve alıyor, bir gün ileride okuyacağım diyor. Biraz daha edebi ve sanatsal olarak ilgili kişiler (özellikle turistler, yerli turist olabilir, yabancı turist olabilir) arkadaşlarını alıyor. ‘Gelin bakın size bir şey göstereceğim’ diyor. Benim başka kitaplarımı okumuşsa bununla da ilgileniyorlar, gelmişken görelim diyorlar. Müzeye gelenlerin yüzde 75’i romanı okumamış ama hepsi de bir gün okuyacaklarını düşünerek geliyor” dedi.

Çin’de romanlarının çok sattığını belirten Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi’ne çoğunlukla Çinli, Koreli ve Japon turistlerin ilgi gösterdiğini söyledi. İstanbul’un, kendi kendine gezip keşfetmeyi seven kültür turistleri için cazip bir şehir olduğunu vurgulayan yazar Orhan Pamuk, kültürsever turistlere yönelik tanıtım çalışması yapılması gerektiğini vurguladı.

ORHAN PAMUK: “İNSANLIKLA İSTANBUL’DA TANIŞTIM”

İstanbul’un yazar kimliğini çok etkilediğini söyleyen Orhan Pamuk, “1 milyondu, bizim hikayemiz olan Masumiyet Müzesi romanı başladığında yani 1974’te 2,5 milyondu, şimdi kimi diyor 16 milyon, kimi diyor 17 milyon… Bir şehrin 1 milyondan 17 milyona büyümesi insanlık tarihinde az rastlanan bir şey. Bense bu kadar büyümeyi kendi hayatım içinde gördüğüm için bu özel istisnayı, bu durumu yaşamış biri olarak kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. Ben başta ‘ben İstanbul yazarı olayım’ demedim. Ben arkadaşlarımı yazayım, ailemi yazayım, tanıdığım, sevdiğim insanları yazayım dedim. Bunlarla, yani insanlıkla İstanbul’da tanışmıştım. İnsanlığı anlatırken onların eşyalarını, aşklarını, dinlerini, inandıklarını, gururlu, suçlu, sevinçli, kıskanç hissettiği duyguların hepsini anlatıyorsunuz. Hepsini anlatıyorsunuz, hepsini görmek istiyorsunuz. En sonunda İstanbul’da insanlığı keşfediyorsunuz. Kitaplarınız tutunca, sevilince birden farkında olmadan, daha sonra farkında olarak İstanbul’u tanıtmaya başlıyorsunuz. Ama ilk amacımız bu değildi. Yani insanları anlatmak istiyordum” dedi.

About Post Author