Satılık değil

Satılık değil

Satılık değil / bu kır çiçekleri / bu serçe sesleri
Ağır ağır ağarışı tanın
Hiçbir taşı / hiçbir toprağı satılık değil bu vatanın
Satılık değil bu türküler
El ele halaya horona durulan düğünler
Benim emanetçisi
Yırtık ve yamalıklı / ve aç karnıyla savaşmış
Şimdi toprakta aziz bir anıt gibi yatanın
Satılık değil bu bozkırlar
Değerini bilemediğim bu güzel ormanlar
Karadeniz dalgaları / Çukurova’da İnci Memed’in yaktığı çakırdikenleri
Satılık değil / Diyaribekir gülleri
Bir gün hesabı sorulacak / yakasından tutulacak
Senin önünde eğilenin / sana bu canım sevdayı satanın
Sorulacak hesabı elbet
Köroğlu / Kiziroğulları torunuyum ben
Bedreddinimle birlikte asıldım / Serez’in esnaf çarşısında
Pir Sultanlar gibi taşlandın
Boyun eğmedim ihanete / boyun eğmedim paraya pula
Satılık değil Hoca Nasreddinler / Keloğlanlar / Karagözler
Ah! Yüreğimde paslı bir hançer gibi saplı kaldı o kirli gülüşün
İçime dert oldu / ana kuzusu fidanlarımın karşında esas duruşu
Bil bunu ki
Çalınacak o paraların başına bir gün
Yorgun ve onurlu dizlerinin üzerine
Yanılgıların ve yanlışların üzerine
Doğrulacak bu millet bir gün
Utanacak seni ve seni çağıranları alkışlayanlar
Al bak istersen
Açayım göğsümü
Nasıl yaralı / nasıl kan ağlar bu yürek
Ah benim çoban ateşlerim
Yaylalarımı bekleyen yıldızlarım
Kaldırın başlarınızı
Adım adım / karış karış yok ettiler beni
Ama öldüremediler
Yok, edemediler içimdeki isyanı
Silemediler dudaklarımdaki gülümsemeyi
Aşkla çarpıyorum hâlâ
Aşkla tutunuyorum hayata
Aha! İlan ediyorum bütün dünyaya
Satılık değil bu vatan
Satılık değil yurt ve insan sevgisiyle toprağın altında yatan!

(Foto: Yılmaz Kömürcü; Ardahan Ölçek Köyü)

About Post Author