Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi Düzenlemesi için;
“Vergilemede adaleti ve etkinliği artırmayı, kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi hedefleyen bu yasa, vatandaşlarımıza yük getirmiyor. Amacımız, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almaktır. Vergi gelirlerinde sağlanan iyileşmeyi, vatandaşlarımızın refahı ve ülkemizin istikrarı için verimli alanlara yönlendireceğiz.” Dedi.
1- Hükümetler makul gerekçe bulamayınca slogana sarılır. Az kazanandan az vergi alacaksan neden KDV oranlarını artırdın ve neden çalışanların gelir vergisi dilimlerini düşürmedin?
2- Seçimlerde Cumhurbaşkanlığı Ak partili belediyelere örtülü ödenekten para gönderdi. Cumhurbaşkanlığı ve Diyanet işleri başkanlığı harcamaları kamuoyu vicdanını rahatsız edecek seviyeye ulaştı. Bütçe açıkları arttı. Bu durumda sen vergi gelirini nasıl halkın refahı için kullanacaksın?
3- Gelir / harcama oranları gibi yollardan kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilebilir. Ama kayıt dışında kalanlar buna uygun yeni düzen kurarlar. Kaldı ki hükümetlerin hedefi, kara paraya vergi getirmek değil, uyuşturucu ticareti gibi yeraltı ekonomisini ortadan kaldırmaktır. Bunun içinde hükümetlerin kararlı olması gerekir.
Bir akademisyen yazdı ve bir köşe yazarı kutsadı;
Yazının özeti; ‘’Ekonomide şişkinlik yaratan yüksek gelir gruplarıdır. Faiz politikası ile ince ayar yapılmaz. Maliye politikası cesur bir vergi reformu ile yapılır.’’ şeklindedir.
1- Faiz oranı TÜFE altında kaldığı sürece reel olarak yüksek faiz yok, eksi reel faiz var demektir. Bugüne kadar Türkiye reel faiz vermedi. MB gösterge faizi TÜFE üstünde reel faiz seviyesinde olsaydı, TL’nin değer kazanması ve enflasyonla mücadele bu kadar gecikmezdi. Çünkü reel faiz yoksa, TL‘nin satın alma gücü eriyor. TL erimesin diye harcama artıyor. Eğer reel faiz verilirse harcamanın maliyeti artar. Tüketim eğilimi düşer.
MB gösterge faizini reel faiz seviyesine çıkarıp, enflasyon düştükçe paralel olarak düşürmesi gerekirdi.
Reel faiz yatırımların kısılmasına neden olur ve fakat telafisi için devlet yatırım teşvikleri yoluyla yatırım projelerine denetimli faiz desteği sağlar.
2- Marjinal tasarruf oranı gelirin artan fonksiyonudur. Ücretler dışında Gelir vergisi ve İşletmelerin kurumlar vergisi, Türkiye şartlarında yüzde 80 oranında tasarruflardan ödeniyor. Bu gruplarda vergi yükünü daha da artırırsanız, yüksek gelir gruplarının tüketimini değil yatırıma gidecek tasarrufları azaltmış olursunuz.
3- Türkiye’de gelir dağılımını düzeltmenin iki yolu var;
- Kamu harcamaları yoluyla düşük gelir gruplarını desteklemek. Eğitimi ve sağlığı bedava vermek. Maaş ve ücretlerde reel artış sağlamak.
- Devlette yolsuzluk ve rüşvetleri kaldırmak. Fakirin vergisiyle bütçe yoluyla yeni zenginler yaratmaktan vazgeçmek.
Kaldı ki, sanayici ayağını yorganına göre uzatır. Ciddi iş adamı para kazanmakla değil, parayı tutmakla zengin olunacağını bilir. Türkiye’nin önde gelen büyük özel sektör kuruluşlarında bu dediklerime bizzat şahit oldum.
Şu halde; Harcamaları kısılması gerekenler, yeraltı ekonomisi ve devlet eliyle zengin olanlardır. Bunun yolu da, harcamalarının kısılması değil, yeraltı ekonomisini ortadan kaldırmaktır.
Siyasi iktidar bugüne kadar çok yanlış yaptı;
S.400 sorunu ile 2,5 milyar doları çöpe attı, Türkiye F 35 programından çıkarıldı. ABD ‘de parlemanto CAATSA yaptırımları kararı aldı. Bu kararlar demoklesin kılıcı gibi başımızda duruyor. ABD önünde Türkiye’nin dik durma potansiyeli azaldı.
Faiz nas diye diye, Türkiye TL krizine sokuldu.
Sayıları on milyonlarla ifade edilen Suriyeli ve Afganlılara kapılar açıldı. Bunlara sırayla vatandaşlık veriliyor. Ekmeğimize ortak oluyorlar. Bu gidiş Milli birliğimiz için bir dinamittir. Bu yüzden Avrupa Birliği bize vize vermiyor.
Şanghay paktı totaliter rejimlerin iş birliğidir. Türkiye 2012’de, Şanghay İş birliği Örgütüne (ŞİÖ) ‘’Diyalog ortağı ‘’olarak katıldı. Üye olmak istedi ve fakat Rus dış işleri bakanı ‘’Nato’dan çıkmanız gerekir. ‘’Dedi. Bu tür eksen kaymaları bizi batıdan ve AB’ den uzaklaştırdı.
Şimdi, Mehmet Şimşek eliyle Kriz döneminde yeni bir hata, vergi düzenlemesi yapıldı. Bu düzenleme ile;
- Yatırım eğilimi düşecek, Yurt dışına sermaye çıkışı hızlanacak. Ekonomide daralma yaşanacak. İşsizlik artacak, Mal ve hizmet arzında daralma , maliyet ve fiyat artışına neden olacaktır.
- Elbette, ekonomiyi soğutmak için toplam talebi kısmak ve büyümeden fedakârlık etmek gerekir. Ama bu hassas bir dengedir. Vergi düzenlemesi bu dengeyi bozdu ve krizi derinleştirecek.
Yayın Köşe Yazıları, Son Köşe Yazıları, vitrin, vitrin2, Yeni Çağ
Yayınlama 11 Ağustos 2024