Köye – Kırsala Dönüş Aracılığıyla Tarımsal Kalkınma

Prof.Dr.Ali Akdemir,Arel Üniversitesi Öğretim Üyesi,aliakdemir@arel.edu.tr

  Sebze ve meyve fiyatlarının özelde, genelde de gıda ürünleri fiyatlarının yüksekliği sadece alt ekonomik-sosyal kesimi değil orta ve orta-üst ekonomik-sosyal kesimi de derinden etkilemeye başlamıştır. Öyle ki en üst ekonomik dilimle sadece alt ekonomik dilim arasında değil; orta ekonomik dilimle de aradaki uçurum açılmıştır, açılmaktadır. Bir başka deyimle, bir zenginler, bir de yoksullar vardır neredeyse…

Bir TÜİK’in enflasyon oranı var bir de bağımsız akademisyenler ve araştırmacılardan oluşan ENAG’ın yayımladığı ve gerçeğe yakın enflasyon oranı vardır. Bir manşet enflasyon vardır; bir de gıda enflasyonu vardır… Yıllık enflasyon TÜİK’e göre yüzde 71.60,ENAG’a göre yüzde 113’tür.

TÜİK rakamlarına göre, 2024 Haziran’ında enflasyon oranı yüzde 1.64 oranında yükseldi. ENAG’a göre ise Haziran oranı yüzde 4.27 şeklindedir.

Eğitim ve konut kalemlerinden sonra en çok gıda ve alkolsüz içkilerde artış kaydedildi…

Gıdada hissedilen, yaşanılan enflasyon oranı oldukça yüksektir. Temel gıda ürünlerini dahi alamaz oldu vatandaşlarımız. Yemek bile lüks oldu neredeyse yurdum insanı için…

Pazarda, markette fiyat yükseklikleri en çok şikâyet edilen ürünler grubu gıda ürünleridir…

Enflasyona bir de ekonominin dışında, tarım ve tarım politikaları açısından bakalım… Zira yükselen enflasyonun nedenlerinden birisi tarımsal ürün üretimindeki azalma ve tabii ki buna bağlı olarak tarımsal arazilerdeki azalıştır.

Fiyat artışlarındaki bir başka etmen kırsaldan, köyden kente göç ve üretmekten vazgeçen çiftçi ve köylüdür.

İzmit Bayraktar Köylüsü, bilgili, eğitimli köylü Ali Nazmi Tok bakınız şunları söylemektedir:

-“Köyde genç kalmadı zira gençleri cezbedecek bir şey kalmadı, üretmek karlı değil, gerekli derin bilgi yok, eğitim olanakları yok, göç kaçınılmaz oldu… Bu nedenle, bilgiye dayalı üretim, ürün setlerine, pazarlama bilgisine dayalı işletmecilik gerekli. Bunu da köylü-çiftçi şirketleri aracılığıyla başarabiliriz. Kar amaçlı olma boyutu sınırlı olan kooperatiflerle dönüşümü başaramayız. Neyin üretilip neyin satılabilir olduğuna şirketlerde istihdam edilecek uzmanlar karar verecektir…”Sayın Uzman Köylü Ali Nazmi TOK’a kalpten katılıyorum…

Yanı sıra, tarımda üretim seferberliği için, tarımsal sanayide üretim seferberliği için kentlerden kırsala göç, tersine göç teşvik edilmelidir. Zira topyekûn tarımsal kalkınma, kırsalda tarımsal kalkınma için kırsalda yeteri kadar insan kaynağı kalmamıştır… Bir yandan bilinçli üretimi artırmak için, bir yandan göçü önlemek için, bir yandan tersine göçü teşvik etmek için köye-kırsala geri dönüş teşvik edilmelidir. Bu bağlamda genç yaşta, erken yaşta emekli olanlar bu programa dâhil edilebilirler. Hepsinin köyde-kasabada arazisi vardır, köyüne dönüş hayali vardır, unutamadığı kırsal yaşam özlemi vardır.

Bu çerçevede programın adı ,”Köye-Kırsala Yeniden Dönüş Projesi” olmalıdır. Bu çerçevede verilecek teşvikler halihazırda köyde-kırsalda kalmış olanlara da verilmelidir, elbette…

 

Şimdi çok bilinen, yaygın olan girişimcilik teşviklerinin benzeri Başbakan Bülent Ecevit’in 1974 hükümetinde özellikle vurgulanmıştır. Bakanlıklar portföyünde Köy İşleri ve Kooperetifler Bakanlığı vardır, İşletmeler Bakanlığı vardır. Yine rahmetli Ecevit’in KÖY-KENT projesi vardır o dönemlerde… Aslında Türk Halkı Bülent Ecevit’i ya anlamadı ya da yanlış anladı… KÖY-KENT Projesi yaşama etkili geçmiş olsaydı, kırsal kalkınma olacaktı, tarımsal sanayi olacaktı, yaygın eğitim olacaktı, turizm, marka kentler gelişecekti, çarpık kentleşme olmayacaktı, göç olmayacağından. Topyekûn kalkınma olacaktı…

Burada özetle açıklamaya çalıştığımız Kırsala-Köye Dönüş Aracılığıyla Tarımsal Kalkınma, Sosyal Kalkınma Projesi-Programı bir fikir aşamasıdır. Bu fikir ölüm vadisine düşmeden verilerle, yeniliklerle somutlaştırılıp uygulamaya geçirilmelidir.

Yüksek Tarım Uzmanı, Bilgili-Bilinçli Köylü, dostumuz Ali Nazmi Tok somut bilgiler ve detaylar sunmaktadır. Belediyelerden, yerel yönetimlerden ilgi ve destek beklemektedir. Kendisini can kulağı ile dinleyip destek vermeli yetkililerimiz..

Tarımsal arazilerin konut, ticari arsaya dönüştürülmesi sürdürülebilir değildir, çare değildir. Araziler korunmalı ve üretime tahsis edilmelidir. Tarımın desteklenmesi, tarımsal sanayinin, tarım teknolojisinin, Ar-Ge’nin, turizmin, gastronominin desteklenmesi demektir. Kentler tarımla, gastronomi ile markalaşacak, girişimcilik gelişecek, işsizlik bitecek, tarım, kırsal ve köy yoksulluğu yerini refaha-zenginliğe bırakacaktır. Yoksul, bilgisiz ve saf köylü imajı yerine bilgili ve zengin köylü imajı ve gerçekliği hayat bulacaktır.

Son sözümüz şudur:

    Tarım sadece tarım demek değildir; tarımsal sanayidir,ihracattır,tarımsal kalkınmadır,turizmdir,sosyal kalkınmadır,zenginliktir,nihayet topyekûn kalkınmadır….

 

About Post Author