Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş ekonomi gündemini değerlendirdi.
“Türkiye’de potansiyel var ama bu potansiyeli ortaya çıkarabilecek bir yönetim anlayışı yok” diyen Hüseyin Baş, “Bütün ticaret, ekonomi, gayrimenkul satışları, otomobil satışları, aklına ne geliyorsa durdu. İnsanlar sadece temel ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Parası olan faize yatırıyor” dedi.
İktidarın kamuda tasarruf paketini de eleştiren Hüseyin Baş, “Bütün kamuda tasarruf tedbiri 3 milyar dolar. Bu, Sarayın elektrik masrafı değil” ifadelerini kullandı.
BTP lideri Baş, kişisel Youtube kanalında şu değerlendirmeyi yaptı;
“Türkiye’de ekonomiyi düzeltmemiz lazım. Bu ekonominin düzelmesini birilerinin kapısında bekleyerek, birilerinin sana uyguladığı tarifelerle, faizlerle oynayarak, bilmem ne derecelendirme kuruluşunun senin puanlarını yükselterek elde edemeyeceksin. Bu ekonomik düzelmeyi kendi iş gücünle, kendi kaynaklarınla, kendi ülkenin içerisinde ürettiğin güçle birlikte elde edebileceksiniz. Bunu yaptığımız zaman ekonomi düzelir ama bugün iktidarıyla muhalefetiyle bakış aynı bakış; ‘Avrupa rotamız, Avrupa’ya girmemiz lazım’ mantığı var. Gir ne olacak yani Avrupa’ya girdiğin zaman ne olacak?
“Türkiye’de potansiyel var ama bu potansiyeli ortaya çıkarabilecek bir yönetim anlayışı yok”
Erzincan İliç’te gördüğümüz aslında bir simgesel olaydır. O talihsiz maden patlaması Türkiye’de altının varlığının bir göstergesiydi. Bunun yanı sıra Türkiye’de birçok yeraltı madeni var ve bunları işleyeceksin, kendi iş gücünden faydalanacaksın, insanların bir refah üretecek. Türkiye’de potansiyel var ama bu potansiyeli ortaya çıkarabilecek bir yönetim anlayışı yok. Türkiye’nin ihtiyacı olan şey bu yani vergiyle, milletin ümüğünü sıkmayla, adamın üstüne gitmeyle, birbirine milleti düşürmeyle uğraşacağına potansiyelleri ortaya çıkarmaya uğraşsa bu hükümet aslında Türkiye bambaşka bir yere gelecek ve bulunduğu konumun fersah fersah ötesine gidecek.
“İnsanları faize yönlendirdiler”
Hükümet potansiyeli ortaya çıkarmakla uğraşmıyor. Ne yapayım; ‘Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin bir tane şirket kurmuş ve bir noktaya gelmiş, ben bundan daha fazla nasıl nemalanırım ya da bu milletin parasını bankalara çekip faizleri yükselteyim, paraları bankalara çekeyim, banka sahiplerini ne kadar zengin edebilirim’ mantık bu. Ortama bak; şu anda her şey durdu, bütün ticaret, ekonomi, gayrimenkul satışları, otomobil satışları, aklına ne geliyorsa durdu. İnsanlar sadece temel ihtiyaçlarını karşılıyorlar çünkü bir vatandaşın elinde 10 milyon lira olsun 10 milyon lirayla gayrimenkul alabilirdi, araba alabilirdi, yatırım yapabilirdi, ticaret yapabilirdi. Bunların hiçbiriyle şu anda ayda 500 bin lira para kazanamaz ama gidip parayı faize yatırırsa 500 bin lira kazanıyor. Parası olan, ‘Ticaret yapacağıma gider bankaya faize yatırırım, para kazanırım’ diyor. Parası olan bunu söylüyor, dönüyorsun bakıyorsun sanayi yatırımı, niye sanayi yatırımı yapsın? Sen, ‘Yatırım yapın, turizm yatırımı yapın’ diyorsun ama ‘Niye turizme yatırım yapayım, giderim faize yatırırım alırım paramı’ mantığı var. İstihdam ne olacak, insanları nasıl istihdam edeceksin, nasıl daha yüksek maaşlar vereceksin?
“100 yıl öncesinin sömürgecileri bugün hala Türkiye’yi sömürüyor”
Türkiye’de doğalgaz yok diyerek bir yere varamazsın. Bulunan doğalgazı kimin işlettiğine git bak. Türkiye’de altın yok diyerek bir yere varamazsın, var çünkü git bak bakayım kim işletiyor bunları? Yandaş işletiyor, Amerikalı firma işletiyor, Kanadalı firma işletiyor, Hollandalı firma işletiyor. Kim bunlar? Bundan 100 yıl önce sömürgeci olarak dünyaya yayılmış devletler. Bu devletler kendilerine şirketler kurmuşlar, o şirketlerle birlikte Türkiye’yi sömürmeye devam ediyor. Bu yok dediğin zaman, ‘Ben buna inanmıyorum’ dediğim zaman ne oluyor, bir şey mi oluyor? Adam çıkarıyor, alıyor, götürüyor, var bunlar yok diyemezsin ki. Dolayısıyla Türkiye’ye yerin altındaki potansiyelini ortaya çıkaracak irade, yerin üstündeki potansiyelini ortaya çıkaracak irade lazım. Ne demek bu? Yerin altındaki madenini, yerin üstündeki tarımını, o toprağın üzerinde yaşayan insanın potansiyelini ortaya çıkacak irade, bize bu lazım.
“Kamuda tasarruf dedikleri Sarayın elektrik masrafı değil”
Maliye oyunlarıyla, vergi artışlarıyla milletin ümüğünü sıkarak, bilmem ne yaparak bir şey yapamazsın. Bir şey yapamayacağının ispatı kamuda tasarruf tedbirlerinden ortadaydı. Kamuda tasarruf tedbiri aldınız üzerinden 2 – 3 ay geçti. Ne oldu? Bana ne faydası var? Tasarruf, tasarruf ortalığı ayağa kaldırdınız. Memurun binip iş yerine gittiği servisi elinden aldın. Bunun memura ne faydası var, vatandaşa yok, devlete yok. Bütün kamuda tasarruf tedbiri 3 milyar dolar. Bu, Sarayın elektrik masrafı değil, uçak filolarının yakıtı değil. Kamuda tasarruf, kamuda tasarruf, vatandaş kemer sıksın ama sen hiçbir şey yapma”