Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş ekonomi gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Yeni özelleştirmelerin yolda olduğunu belirten Hüseyin Baş, ekonominin son 3 yıldır değil, 23 yıldır bozuk olduğunu ifade etti.
BTP lideri Baş, kişisel Youtube kanalında şu değerlendirmeleri yaptı:
“Türkiye’de işler son 3 yılda bozulmadı”
“Türkiye’de 20 yıldır iyiydi de işler, son 3 yılda bozuldu gibi bir algı dönüyor dolaşıyor. Hâlbuki işin gerçeğine baktığın zaman, Türkiye’de işler son 3 yılda bozulmadı. Türkiye’de işler hep kötüydü. Ne yapıldı? Türkiye’nin ne kadar varlığı var, Türkiye’nin ne kadar fabrikası var, Türkiye’nin ne kadar madeni var, Türkiye’nin ne kadar zenginliği var, yabancıya peşkeş çekildi, yandaşa peşkeş çekildi. Böyle olunca biz oradan edindiğimiz paralarla 20 seneyi götürdük ama 20 senenin sonunda para bitti, kasa tam takır kuru bakır. Sonra ne oldu? Biz artık onun faturasını ödemeye başladık. Son 3 yıldır yaşadığımız bu. Son 3 yıllık ekonomik bozulmayı pandemiye bağlayan var, Ortadoğu’ya bağlayan var, İsrail gerilimine bağlayan var. Hiçbir yere bağlamaya gerek yok, 23 senedir kötü durumdayız. Ama sen her şeyi satıp savurunca, suni bir zenginlik oluştu. Bu zenginlikte insan zannetti ki “benim cebimde para var”. Hâlbuki sen altın yumurtlayan tavuğu kestin. Etini sattın, etiyle birlikte biraz kendini idare ettin ama altınlar gitti, yumurtalar gitti artık o tavuktan aldığın para bitince, yerine yeni yumurtalar gelmeyince, sen artık iflasın eşiğine gelmiş oldun. Ne şimdi çözüm? Hazine Bursa Merinos Fabrikasını satışa çıkaracakmış. Özelleştirme furyaları yine başlayacak.”
AJET satılmak için THY’den ayrıştırıldı
“Ülkenin zenginliklerini peşkeş çekerek, satarak suni bir güzel ortam oluşturdular. Ama artık finale geldik, yeni bir şeyleri satmanın peşindeler. Bunun başka bir ispatı mesela; Anadolu Jet, Türk Hava Yollarının bir iştirakiydi, ayrıştırıldı. Niye, ne gerek vardı? Sırtında yük müydü? Maksat esasında günün sonunda Ajet’i satmak. Ben çok uzun zamandır söylüyorum. Bunlar THY’yi de satacak diyorum. Yabancı hava yolu veya devletin kontrolünde olmayan hava yolunun şöyle riskleri var: Bütün kişisel verilerini verdiğin, bütün istihbaratını emanet ettiğin bir şey ortaya çıkarıyorsun. Dünyada bu kişisel veriler için, insanların nasıl hareket ettiğini anlamak, bunları yönlendirmek için ülkelerin savaştığı bir ortamda sen bunu yapıyorsun. Ülkeler bunlar için savaş yapıyor. Dolayısıyla Türkiye ekonomik olarak hakikaten işgal altındadır, çok net bir şekilde söylüyorum, Türkiye işgal altındadır. Bizim yöneticilerimiz yabancılarla, küresel sermayelerle işbirliği halindedir ve Türkiye’yi ekonomik olarak işgal etmiş vaziyetteler.”
İktidarın da muhalefetin de ekonomiye çözümü yok
“Zannediliyor ki; Türkiye’deki ekonomik bozulma yolsuzluktan kaynaklanıyor. Evet, yolsuzluk bir sebeptir. Türkiye’deki ekonomik bozulma sığınmacılara para verdiğimiz için mi oluyor? Evet, bunlar birer sebeptir. Ama sen zannediyor musun ki biz 5-10 milyar dolar birilerine para verdik, birileri birkaç milyar dolar yolsuzluk yaptı diye bu haldeyiz. Yani Türkiye’de 20 milyar, 30 milyar, 40-50 milyar dolar para havaya uçsa Türkiye batar mı zannediyorsun? Türkiye’deki sorun, gedik çok büyük. Türkiye’nin zenginliği, Türkiye’nin kaynağı, Türkiye’nin iş gücü, Türkiye’nin insan gücü şu anda başkalarına peşkeş çekilmiş vaziyette. Bizim yaşadığımız sorunun sebebi bu ve şu anda muhalefet diyor ki “senin görevin ekonomiyi düzeltmek, düzeltemezsen bırak biz yapalım.” Nasıl yapacaksın? Ali Babacan’ı getirip mi, Jeremy Rifkin’i getirip mi? Şu an muhalefet gelse Mehmet Şimşek’in ekonomi politikalarına olumlu bakar bir halde. Türkiye’de ekonomi üzerine siyaset sahnesinde olan hiçbir siyasi yapılanma ekonomiye doğru bir bakış açısına sahip değil. Tamamı küresel emperyalist sistemin maşası olmuş vaziyette. Dolayısıyla bunların ekonomiyi çözme ihtimali yok. Mehmet Şimşek ilk göreve geldi, “Mehmet Şimşek’e yardımcı olalım” dedeye sahip çıkalım. Böyle saçma bir şey olabilir mi? Evet, şu an 85 milyon seferber olduk, Mehmet Şimşek’e yardımcı oluyoruz. Vergi diyor veriyoruz, algı diyor inanıyoruz, ne dese yapıyoruz. Ne oldu sonuç? Sonuç, yine para yok.”
Mehmet Şimşek’in işi zengini zenginleştirmek, fakirin çenesini yormak
“Zenginlere vergi affı gelecekmiş de Mehmet Şimşek demiş ki “bu gelirse ben yokum.” Mehmet
Şimşek’in işi zenginlerin vergisini affetmek. Evet, Mehmet Şimşek’in işi sermayenin sermayesini koruyabilmek. Mehmet Şimşek’in işi bu zaten. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Böyle bir iddia olabilir mi? Bu ne biliyor musun? Türkiye’de aydın görünen kesim aslında Türkiye’nin karanlık yüzü.
Bu aydın görünen karanlıkların, o küresel sermayeye nasıl hizmet ettiklerinin bir başka ispatı.
Küresel sermayenin adamını korumak için bak nasıl ters psikoloji yapıyorlar. Mehmet Şimşek zenginlere vergi affı olacakmış da buna karşı çıkmış! Niye o zaman zenginin parasına her yıl % 50 para katıyor, % 50 faiz ne demek? Türkiye’de gayrimenkul sektörü niye durdu? İnsanlar niye gayrimenkul almıyor? İnsanlar niye araba almıyor? İnsanlar niye istihdam yapmıyor? Bana bunun cevabını versene. İnsanların bunu yapmamasının sebebi cebindeki 10 milyon, 50 milyon, 100 milyon lira olan insanların istihdam yapması, üretim yapmasının yerine gidip parasını bankaya koyup o parayla para kazanması. Mehmet Şimşek’in zaten bütün işi zenginin malına zenginlik katmak, züğürdün de çenesini yordurmak.”
İtibardan tasarruf olmaz ama 3 tane yangın söndürme uçağına para yok!
“Ocak ayında dememiz lazım ki: “Önümüzde bir 7-8 ay zaman var, muhtemelen 7-8 ay sonra bizim Ege ve Akdeniz taraflarında yangın olma ihtimali yüksek, bizim önlem almamız lazım” dememiz gerekiyor değil mi? Çünkü bunu her sene yaşıyoruz. Her sene yaşanan bir simülasyonu her yıl aynı başarısızlıkla sınıfta kalarak geçmeyi nasıl başarıyor bu hükümet ben anlamıyorum. Ne lazım bunun için? 3 tane yangın söndürme uçağı, hikâye de bu kadar. Ya bunun eğitimi yok, bunun istihdamı yok, ya 3 tane yangın söndürme uçağıyla birlikte işi çözebiliyorsun. 13 tane cumhurbaşkanının filosunda uçak olunca itibardan tasarruf olmaz ama gel bakalım ormanlarımız yanmaya konu gelince “Bizim paramız yok”a dönüşüyor. “