İBB, Londra’dan İstanbul’a getirilen Fatih Sultan Mehmet madalyonunu Panorama 1453 Tarih Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Fatih Sultan Mehmet’in 542 yıl önce poz vererek hazırlattığı Costanzo da Ferrara ürünü madalyonu ziyarete açan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Fatih Sultan Mehmet, hepimiz için çok değerli bir insan, değerli bir padişah, Türk tarihi için muazzam bir komutan, bir lider.
İstanbul’un fethini 21 yaşında bize yaşatan, tarihe parmak basmış, iz bırakmış genç bir lider aynı zamanda. Aynı zamanda, o çağa göre değişimin öncüsü. Birçok konuda ilki, yeniliği yapan, kazandıran bir lider. Her yönüyle ele alınması gereken bir insan Fatih Sultan Mehmet. Onun bu çağa dönük formasyonunu yakalayıp, dünyaya da servis edilebildiği, kabiliyetlerini ortaya koyabildiği, bu memleketin gençleri başta olmak üzere, dünyanın en kabiliyetli gençlerinin fırsatları aradığı, girişimciliğin, inovasyonun merkezi olan bir İstanbul, sanatçıların merkezi olan bir İstanbul, zenginliğin, insani zenginliğin merkezi olan bir İstanbul’u var etme noktasında bize sorumluluk yüklüyor. Bu duygularla hareket ediyoruz” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Ocak 2023’te teslim alınarak Londra’dan İstanbul’a getirilen Fatih Sultan Mehmet madalyonunu Panorama 1453 Tarih Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Fatih Sultan Mehmet’in 542 yıl önce poz vererek hazırlattığı Costanzo da Ferrara ürünü madalyon İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla ziyarete açıldı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ile Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas’tan madalyon ve sergileneceği Panorama 1453 Tarih Müzesi’yle ilgili bilgi alan İmamoğlu, “Aynen Fatih Sultan Mehmet’in portresiyle ilgili sürecin işlediği şekliyle, madalyon konusunda da bir müzayede olduğu bilgisini bana Mahir Bey ulaştırır ulaştırmaz, ‘Mutlaka onu da İstanbul’a kazandırmamız gerekir’ demiştim. Süreç sonuçlandı ve madalyonu İstanbul’a, sahibinin evine getirmiş olduk” dedi. “Biz, şu anda bu şehrin sahibiyiz, emanetçileriyiz” diyen İmamoğlu, “Dolayısıyla, bize ait olan bu ruhu, nerede olursa olsun yakalamak, onu hissetmek, hatta onun gereğini yerine getirmek, bu topraklara olan sorumluluğumuzun esas çıkış noktasıdır” şeklinde konuştu.
“FATİH SULTAN MEHMET, HEPİMİZ İÇİN ÇOK DEĞERLİ BİR İNSAN”
“İstanbul’un her anını çok değerli kılan bir süreci İstanbul’da yaşatıyoruz” diyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“Fatih Sultan Mehmet, hepimiz için çok değerli bir insan, değerli bir padişah, Türk tarihi için muazzam bir komutan, bir lider. İstanbul’un fethini 21 yaşında bize yaşatan, tarihe parmak basmış, iz bırakmış genç bir lider aynı zamanda. Aynı zamanda, o çağa göre değişimin öncüsü. Birçok konuda ilki, yeniliği yapan, kazandıran bir lider. Her yönüyle ele alınması gereken bir insan Fatih Sultan Mehmet” ifadelerini kullandı. İstanbul’u, Fatih Sultan Mehmet’in döneminin hayli ilerisinde olan dünya görüşü doğrultusunda şekillendirme sorumluluğuna sahip olduklarını vurgulayan İmamoğlu, “Onun bu çağa dönük formasyonunu yakalayıp dünyaya da servis edilebildiği, kabiliyetlerini ortaya koyabildiği, bu memleketin gençleri başta olmak üzere, dünyanın en kabiliyetli gençlerinin fırsatları aradığı, girişimciliğin, inovasyonun merkezi olan bir İstanbul, sanatçıların merkezi olan bir İstanbul, zenginliğin, insani zenginliğin merkezi olan bir İstanbul’u var etme noktasında bize sorumluluk yüklüyor. Bu duygularla hareket ediyoruz.”
“FATİH VE KANUNİ PORTLERİNİ, HALİÇ TERSANESİ’NDE AÇACAĞIMIZ SANAT MÜZESİ’NDE SERGİLEYECEĞİZ”
“Yine fethin izini taşıyan Haliç Tersanesinde çok özenli bir restorasyonu bitirmek üzereyiz. Orada bir sanat müzemiz açılacak. Burası, yine Türkiye’ye kazandırdığımız hem Fatih Sultan Mehmet portresini hem de Kanuni Sultan Süleyman’ın portresini aynı anda görebileceğimiz bir müzeye dönüşecek. Orayı sonbahar itibariyle vatandaşlarımızla da buluşturuyor olacağız. Yine Osmanlı döneminden kalan sanayi yapısı Feshane’nin muhteşem bir sanat alanına dönüşmesini göreceksiniz. Önümüzdeki hafta vatandaşlarımızla beraber açılışını yapacağız ve İstanbul’a hediye etmiş olacağız. Sözün özü şu: Gerçekten medeniyetine sahip çıkmak, gerçekten bir şehrin geçmişine sahip çıkmak, Osmanlı’nın mirasına sahip çıkmak, daha eski tarihin tümüne, tümünün mirasına sahip çıkmak, Cumhuriyetin miraslarına sahip çıkmak ve bütün bu mirasın zenginliğiyle Türkiye’yi, İstanbul’u geleceğine taşıyabilmenin modelini oluşturma yönünde çok özenli bir şehirciliği, yeni nesil bir belediyeciliği, yeni nesil bir yönetim anlayışını ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma yürekten teşekkürlerimi iletiyorum. Ve bundan sonra daha güzel çalışmalarda da yolumuz hep birlikte açık olsun.”
GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da açılış öncesinde yanıtladı. Basın mensuplarının soruları ve İmamoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:
– Seçim sonrasında yaptığınız ‘değişim’ çağrılarının ardından, çarşamba günü Ankara’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir görüşme gerçekleştirdiniz. Bu görüşme sizin talebiniz üzerine mi oldu? Kılıçdaroğlu’nun talebi üzerine mi oldu? Görüşmenin içeriğine ilişkin pek çok şey okuduk, yorumlar yapıldı. İçeriğiyle ilgili sizden bilgi alabilir miyiz?
“Benim Sayın Genel Başkanımızla konuşmam kadar, buluşmam kadar doğal bir şey yok. Elbette ki basının ve toplumun buna yoğun ilgisini anlıyorum. Kolay bir zaman diliminde değiliz. Ülkemizin birçok konusu ve sorunu var. Yani bir seçimle beraber, her sorunun çözüme kavuştuğunu kimse iddia edemez. Evet, seçimi kazanan bir iktidar var. Seçilen bir Cumhurbaşkanımız var. Ve onlar, ülkenin sorunlarına çözüm bulmak için çok çalışmalılar ve çalışacaklar. İçtenlikle ve yürekten söylüyorum ki; bu hükümette görev alan herkesin memleketimizin iyiliği, memleketimizin adaleti… Boş yere hapiste yatan, işte benim de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışma arkadaşım Tayfun Kahraman var. Ya da milletvekili seçilip Meclis’e gidemeyen Can Atalay var. Başta adaletsizlik olmak üzere ya da anlamsız mahkemelerle uğraşan Ekrem İmamoğlu var. Her konu gündeme gelse, bir şey gündeme gelse tırnak içinde ‘Ahmak davası ne olacak’ diye tartışılan bir Ekrem İmamoğlu var. Mesela adaletle ilgili bütün bu sorunların çözüme kavuşması…”
“BASKI ALTINDA BİR EKONOMİ DÜZENİNİN BİZİ TAŞIDIĞI SONUÇLAR ORTADA”
“Memleketin ekonomik sorunları çok derin. Kur, devalüasyon… Bu ülkede yüzde 20 devalüasyon olmuş son bir haftada, 10 gün içinde. Ve bu kur artışı devam edecek. Etmek zorunda. Çünkü baskı altında bir ekonomi düzeninin bizi taşıdığı sonuçlar ortada. Dolayısıyla ekonomiden adalete, İçişleri Bakanlığı’ndan beklentilerimiz var, Şehircilik Bakanlığı’ndan beklentilerimiz var İstanbul adına, Türkiye adına. Geçmişte yapılan hatalar var. İSKİ Yönetim Kurulu’na ben, dört senedir atama yapamıyorum. İSKİ Yönetim Kurulu, düşünün yani. Yönetim kuruluna bir ismi atayamıyorum ve kendi usulümle orada çözüm bulma gayretindeyim. Neler anlatabilirim? Bütün bu konularda, yeni hükümetin başarılı ve doğru işler yapmasını, en az onlar kadar isteyen bir belediye başkanıyım. Bunu İstanbul Belediye Başkanı sıfatımla, ama aynı zamanda vatandaş, bir aile babası Ekrem İmamoğlu olarak yürekten istiyorum. Ve inşallah bunu yapsınlar. Yapsınlar ki biz de daha iyisi için yarışalım. Daha daha daha iyisi için yarışalım. Birincisi bu.”
“HER BİRİMİZ, ŞAPKAMIZI ÖNÜMÜZE KOYACAĞIZ”
“İkincisi; elbette ki seçimi kaybettik. İki kere iki, dört. Dolayısıyla, Millet İttifakı olarak, başta Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere… Bunun içinde en önde tabii ki orada 6 parti var. Onun lideri var, yöneticileri var. Ama aynı zamanda biz varız. Etkin belediye başkanları var. Her birimiz, şapkamızı önümüze koyacağız. Oturacağız, düşüneceğiz. Ortak akılla, doğru kararlar alacağız. Bu doğru kararları almanın içerisinde en önemli aktör, en önemli kurum, Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Cumhuriyet Halk Partisi, ittifaka liderlik ettiği gibi, bugün de değişime ve dönüşüme liderlik etmek, öncü hareketleri, hamleleri yapmak zorundadır. Bunun da adresi Cumhuriyet Halk Partisi olduğuna göre, o adresin ana noktası da elbette ki benim çok kıymetli Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur. O bakımdan, seçimin ilk gününden itibaren ama telefonla ama yazışarak ama baş başa konuşarak defalarca sohbetimiz, paylaşımlarımız oldu. Çarşamba günkü buluşmada, elbette ki yine benim kendilerine birtakım hatırlatmalarım, önerilerim ve yazılarım doğrultusundaki talebimden ötürü bir araya geldik. Düşüncelerimi, değişim yönündeki parametrelerin neler olması noktasındaki aşamaları, yine kendisiyle paylaştım. Çok makul, çok güzel, çok değerli, hatta pozitif anlamda uzlaşı sonucuyla toparlanan bir buluşmayı yaptık kendileriyle. Tabii ki bunun bir zaman dilimi vardır. Benim bu sohbetten aktarabileceğim, değişim ve dönüşüm adına aktarabileceklerim şimdilik bu kadar.”
“SAYIN GENEL BAŞKANIMLA ÇOK SAYGIN, ÇOK ÖZENLİ VE ÇOK DEĞERLİ BULUŞMALARIMIZI SONUÇLANDIRDIK”
“Elbette ki bir yandan Sayın Genel Başkanımızın attığı adımları da takip ediyoruz. Ama değişim ve dönüşümün içeriği oldukça geniştir. Süreci oldukça kıymetlidir. Ele alınması gereken ve kamuoyuna hissettirilmesi gereken tarafları oldukça fazladır. Şu anda yapılan hamlelerin toplum için yeterli gelmediğini biliyoruz. Bu yeterli gelmeyen, ama yeterli olması için yapılması gerekenlerle ilgili tüm fikirlerimi, süreçleri kendisiyle paylaştım. Kurumsal olarak, yaklaşık 15 yıldır Cumhuriyet Halk Partisinin bir üyesi, bir ferdi olarak, hiçbir zaman parti içindeki meseleleri ve süreçleri, bu seviyenin daha ötesinde paylaşmadım. Paylaşmayı da doğru bulmam. Ama tabii ki bu bahsettiğimiz meselelerin içerisinde kamuoyunun bilmek zorunda olduğu, bilmesi gereken kısımları da var. O kısımlarıyla ilgili ve nasıl olması gerektiği konusunda Genel Başkanımızın umuyorum ki bayram öncesi yapabileceği bazı aktarımlar sonrasında, belki farklı bir ortam, farklı bir buluşma ya da bireysel olarak benim de kamuoyunu bilgilendireceğim tarafları olabilecektir. Bunu zaman gösterecek. Şimdilik Sayın Genel Başkanımla çok saygın, çok özenli ve çok değerli buluşmalarımızı sonuçlandırdık.”
“BASIN UZUN CEVAPLARI SEVMİYOR AMA…”
“Bu aşamadan sonra, umuyorum ülkemizin önünü açacak, muhalefetin yeniden güçlenmesini sağlayacak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin daha güçlü bir şekilde süreci tasarlayacağı, yerel yönetime, yerel yönetim seçimlerine, yerel seçimlere dönük en güçlü şekilde, sadece İstanbul değil, Türkiye’nin her sathında en güçlü ve en iddialı şekilde girmesini sağlayacak, sadece Cumhuriyet Halk Partisi değil, ittifakın mutabakatıyla daha farklı, aynen 2019’da ortaya koyduğumuz gibi ve başarılı olduğumuz 4 yılın sonrasında ve 5’inci yıla giderken, yine daha yenilenmiş, daha felsefesi güçlü bir yerel yönetim anlayışını ortaya koyacak ve hatta daha sonrasında da ülkemizi 21. yüzyıla hazırlayan demokratik, adil, memleketin birliği, beraberliği, bu ülkedeki her katmanın hakları, hukuku, hürriyeti ama etnik ama inancıyla elde ettiği ve kendisini bu memleketin sahibi hissettiği, 86 milyon insanın kendisini bu memleketin eşit hissedarı hissettiği, hiçbir ayrımcılığı hissetmediği, ‘Ben çalışırsam, hak ettiğimi alırım, hak ettiğim olur’ diyebildiği, gençlerin bu ülkede hayallerini güçlü şekilde kurabildiği bir ülkeyi var etme konusundaki ortak mücadelemizi güçlendirerek devam ederiz diye düşünüyorum. Cevap uzun oldu ama kısa bir cevabı yok bu işin. İyi anlaşılması için, bu şekilde uzun cevap verdim. Kusura bakmayın. Basın uzun cevapları sevmiyor ama nasılsa içinden cımbızla çekip, işinize geleni yazıyorsunuz.”
“BİR RAPORUM YOK, HER KONUDA RAPORLARIM VAR”
– Seçim sonuçlarıyla ilgili bir rapor hazırlattığınız konuşuluyor, neden kaybedildiğine dair? Bu rapor nasıl analizler içeriyor? Genel Başkana sundunuz mu? Ya da sunacak mısınız? Detayları alabilir miyiz?
“Ben, rasyonel bir insanım. Ve her konuda hesap-kitap yaparım, matematik yaparım ve hesaplaşırım. Kendi iş yaşamımda da öyleydi. Babam, bana ilkokul birinci sınıfta ‘Hesap tut’ demişti. O günden itibaren, aldığım ilk 2,5 lirayla, ‘Ne kadar simit alırım ya da gazoz alabilir miyim? Ya da az simit yersem, fazla gazoz içebilir miyim’ diye 6 yaşından itibaren hesap-kitap insanı olmayı kendime adet edindim. Her zaman bir ajandam vardır. Onun için de matematiğini tuttuğum iş yaşamım da böyle geçti, siyaset yaşamım da böyle geçti. Yıllardır beraber siyaset yaptığım arkadaşlarım, ilçe başkanı arkadaşlarım da bunu bilirler. Dolayısıyla ben, böylesi bir seçimin sürecinin de raporlarını tutmuş birisiyim. Seçim sonrasında bunun muhasebesinin de çıkarılması konusunda çalışmalarım var. Bir raporum yok benim bu arada. Farklı gözlerle, farklı raporlarım var. Yani bu işin bilimsel tarafına çalışan arkadaşlarımdan farklı raporlar, verisine çalışan arkadaşlarımdan farklı raporlar var. Enstitümüz var. Oradan bilim insanları, teknik insanlar, akademisyenlerden farklı raporlar, dünyadan farklı raporlar, hatta İstanbul ölçeğinde, ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu seçimde ne yaptı, nasıl çıktı, nasıl etkilendi’ gibi araştırmalar, oldukça külliyat denecek derecede bizde vardır. Bunu tabii ki yapıyorum. Yapmak zorundayım. İhtiyaç duyulduğunda, o vakit geldiğinde öyle bir masa kurulduğunda da elbette elimde ne var ise, bunları ilk paylaşacağım yer de benim partim ve Genel Başkanımdır. İlgili olduğu kısımlarıyla ders çıkarttığımız veya hamleler yaptığımız kısımlarıyla ilgili de kamuoyuyla paylaşmaktan ve onları bilgilendirmekten de asla kaçınmam.”
“ORTAK AKILLA KARARLAR ALINIR VE KAMUOYUYLA PAYLAŞILIR”
– Yerel seçimler için bir yol haritası belirlediniz mi? Tekrardan aday olacak mısınız?
“Bütün bu bahsettiğim bu büyük çerçevenin içinde, o da önemli bir detaydır. Ama önemli bir detaydır. Yani bu meselenin bütününü hallettikten ve o süreci tasarladıktan sonra bunların hepsi konuşulur, ortak mutabakatla, ortak akılla kararlar alınır ve kamuoyuyla paylaşılır.”
ZEYTİNBURNU / İSTANBUL