Hazine ve Maliye Bakanı ‘’deprem için 2,4 milyar dolarlık dış finansman sağladık.’’ Diyor. Bu para yeniden yapılandırmada kullanılacağı için, faizi yüksek de olsa, net katma değer yaratır.
Ancak, ordan 3 milyar burdan beş milyar bulmak yerine, Türkiye çok daha yüksek miktarda doğrudan yabancı yatırım sermayesi çekebilirdi. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi de dışarıya kar transfer eder; ancak yeni yatırım yaptığı için istihdam yaratır. Uzun dönemli kaldığı için cari açığın finansmanında kullanılır. Dış borçlanmadan çok daha yararlı olur.
Çin doğrudan yabancı yatırım sermayesine yüksek teşvik vererek, sıcak parayı da kontrol ederek yıllardır büyüdü, cari fazla verdi. Şimdi de ‘’kendi sermayemizi oluşturduk ve artık sermaye ihraç ediyoruz ‘’ diyor.
Şimdi Çine giden doğrudan yabancı yatırımlar azalıyor. Diğer gelişmekte olan ülkelere gidiyor. Ama Türkiye ye gelmiyor. 2023 ilk 9 ayında gayrimenkul satışı dışında Türkiye’den 600 milyon dolar doğrudan yabancı yatırım sermayesi çıktı.
Bilmemiz gerekir ki; ağzımızla kuş tutsak, Mülkiyet güvencesi dahil güven vermezsek, otokrasiyi tırmandırırsak, Hukukun üstünlüğüne dönmezsek, Türkiye ye yabancı yatırım sermayesi gelmez ve olanlar da çıkar.
Davutoğlu, ‘’İsrail’e çelik satışı devam ediyor, 7 ekimden beri 350’den fazla Türk gemisi gitti ‘’ diyor.
İsrail dış ticarette fazla verdiğimiz ülkelerden birisidir. Yılda yaklaşık 4 milyar dolar dış ticaret fazlamız var. 2023 Ocak- Ekim ilk on ayda İsrail ile olan dış ticaret verileri şöyledir;
- İhracatımız; 4,7 milyar dolar,
- İthalatımız 1,4 milyar dolar,
- Dış ticaret fazlamız 3.3 milyar dolardır.
İsrail’e en fazla ihraç ettiğimiz mallar;
- Demir çelik;
- Otomotiv;
- Plastik eşyadır.
İsrail’den en fazla ithal etiğimiz mallar;
- Mineral yakıt ve yağ;
- Organik kimyasallar;
- Makine ve mekanik parçalarıdır.
İsrail hükümeti insanlık suçu işliyor. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bütün dünya kınıyor. Ama ambargo uygulayan ülke yok. En kabadayı biz miyiz ki; yılda 4 milyar dolardan olalım. İsrail’den kazandığımız 4 milyar doları bırakıp, bu defa Araplardan borç almak için takla atmamız daha mı iyi olur?
Kaldı ki; İsrail’e ihracatı kesersek, alternatif bulmakta zorlanan firmalar iflas ederse ve işçiler işsiz kalırsa, bu durum insanlığa aykırı olmaz mı?
Dahası bu on ayda Çin’e karşı 35,5 milyar dolara dış ticaret açığı verdik. Çin’den yalnızca yüksek teknolojik ürünler ithal etsek, bu açık 10 milyar dolara düşer ve cari açığımız yarı yarıya düşer. Hükümet zaten ilgilenmiyor. Ama muhalefet partileri bu gerçeği neden göremiyor?
Suriyeli ve Afganlılarla ilgili tüm anketlerde halkın çoğunluğu kendi ülkelerine dönsün diyor. Bunlar her şehirde sosyal problem yaratıyorlar. Ama bunlar için hükümet 50 milyar dolar harcandığını söylüyor, ama;
Öte yandan Flash haber sık sık, emekli ve yaşlı insanların pazardan atık sebze ve meyve topladığını gösteriyor. Suriyeliler insan da bizim insanımız insan değil mi?
Yayın Köşe Yazıları, Son Köşe Yazıları, vitrin, vitrin2, Yeni Çağ