“Edremit Van’a Bakar” adlı türküyü ilk kez ilkokuldayken stajyer bir öğretmenimiz söyleyip öğretmişti…
Geçen hafta Van’a gidince hemen bu türkü aklıma geldi…
Güzel türkünün ilk kıtası şöyledir:
“Edremit Van’a bakar
İçinde şamran akar
Öyle bir yar sevmişem
Her gören ona bakar”
Hem sözleri hem de ezgisi güzel bir türkü…
Yaklaşık 15 yıl öncedir ilk Van’a gidişim…
Bu ziyaretimde hem Edremit’e hem de Erciş’e gittim, Van Kalesi’ni de ziyaret ettim…
Sağ olsun avukat dostumuz Nezir Eraki tüm geziyi, ziyaretleri ustalıkla planlamış. Mükemmel ev sahipliği yaptı…
Ayrıca avukat olarak Van ve çevresinde ünlendiğini fark edince gurur duydum, eski bir dostu olarak…
Kütahya’da birlikte çalışırken Sayın Nezir Eraki çoklukla psikoloji ve felsefe kitapları okurdu, hukuk kitaplarının yanı sıra. Bu okumaların avukatlıkta işe yaradığı açıktır. Sayın Nezir Eraki, bütün davaları kazanmaktadır neredeyse… Tüm detayları düşünüp, bütünleşik bakıp karşı tarafın eksiklerine odaklanarak, felsefi usa vurumla üstün gelebilmektedir tartışmalarda…
Gelelim makalemizin başlığının Edremit kısmına…
Elbette ki Edremit güzel bir sahil, Van Gölü sahil ilçemizdir. Deniz kıyısı (Vanlı’nın tabiri) çok güzel planlanmıştır. Tesisler, yürüyüş yolları, mekânlar çok güzeldir, çok özeldir. Aynı şekildeki küçük köprü; karadan başlayıp denizin içine girip yay gibi kıvrılıp-dönüp tekrar karaya bağlanmıştır. Üzerinde yürüyenler denizin üstünde, içinde yürümüş gibi hissetmektedirler.
Sahiliyle, gastronomik ürünleriyle, değerleriyle, restoranlarıyla, değerleri sembolize eden minyatürleriyle Edremit esnafı Van’dan gelecek turistlere bakmaktadır. Dolayısıyla, türküde de vurguladığımız gibi coğrafik konumlanma bakımından Van’a bakan Edremit; ekonomik olarak da Van’a bakmakta, Van’dan geleceklerin yolunu gözlemektedir.
130.000 nüfusludur. Turizm değerleriyle, denizcilikle, tarımla markalaşacak bir ilçedir, il olmak istemektedirler.
Van’dan, Van merkezinden sola doğru da sağa doğru da giderseniz Van Gölü size eşlik etmektedir. Van Gölü’nün içinden de, kıyılarından da, göle paralel kara kısmından da Van Gölü sizi Van ilçelerine ulaştırmaktadır. Van Gölünü kuşatan görkemli dağlar, gölle birlikte doğal bir güzelliği resmeden tablo gibidir adeta…
Edremit’ten sonra istikameti Van merkezinden sağ tarafa, Erciş’e cevirdik. 100 km’lik yolu otomobille duble yol, geniş yol sayesinde 60 dakikada kat ettik.
200.000’e yakın nüfusuyla, kafeleriyle, restoranlarıyla, yeni yapılarıyla Erciş de il olmak istemektedir. Göl kıyısında konumlanan kafeler, oteller, restoranlar turizm bakımından cazibe oluşturmaktadır. İşadamı arkadaşımız Mehmet Ali Yıldız’ın sahip olduğu İmer Suit Otel’de ağırlanıyoruz, sevgili avukat dostumuzla birlikte… Masamızda başkaca dostlar vardır. İşadamı, turizmci Remzi Yiğit doğal konuşma tarzıyla renk katıyor sohbete… O da doğal bir başarılı girişimci kardeşimiz, çocuklarının eğitimine odaklanmış bir burjuva girişimcisi gibi planlara sahip…
İş adamı Mehmet Ali Yıldız turizm-otelcilik alanında yatırımcı -girişimci bir kardeşimiz. Genç ve fakat iddialı ve cesur bir girişimci. Sürekli yeni yatırımları kolluyor. Elbette Sayın Yıldız finansal, yönetsel, hukuksal alanlarda danışmanlıklara gereksinim duymaktadır. Cesaretini bilgiyle bütünleştirmelidir. Otelde çok güzel yiyecekleri mutfaktaki ustalar, servisteki garsonlar ikram ediyorlar. Özellikle et ürünleri ve farklı şekillerde pişirilen mantar fevkalade güzeldi. Teşekkürler aşçılara ve garsonlara. Sayın Mehmet Ali Yıldız’ın Edirneli eşi Sinem Yıldız Hanımefendi yönetiminde otelin güzel işleri başaracağını düşünüyorum.
Masada ben ve Sayın Eraki olunca felsefi diyaloglarda bunuluyoruz ve fırsat bulunca da Van’ı ve Türkiye’yi kurtarma diyaloglarına giriyoruz.
Uzun ve güzel sohbetin biteceği yok. Gece yarısı bir Erciş kent merkezi turu atarak direksiyondaki Otel Müdürümüz Peşenk Beyle Van’a dönüyoruz.
Ertesi gün Sayın Eraki’nin refakatinde Van Kalesine gidiyoruz. Van Kalesi girişindeki yazıları okuyup fotoğraflıyorum: Milattan önce 9. ve 7. yüzyıllar arasında 200 yıl boyunca Urartu Krallığı hüküm sürmüş. Kalenin zirvesinde-tepede yönetim birimleri ve idari yapılar vardır. Eteklerinde konutlar ve yerleşim yapıları vardır.
Van Kalesi Urartu Krallığı döneminde başkenttir. Madencilik, gelişmiş, taş işçiliği gelişmiş, Doğuda ilk kez çivi yazısı kullanılmıştır. Persler ve Osmanlı dönemlerinde Van Kalesi yönetim merkezi olmuştur.
Gelelim makalemizin başlığındaki “…Van da İran’a bakar” kısmına…
Coğrafi güzelliği, Van Gölü, Ahtamara Adası, Van Kalesi, SPA merkezleri, yöresel ürünleri ile İranlı’ya cazip bir vilayetimizdir Van. Yanı sıra orta doğu ülkelerinde olmayan laiklik ve bunun oluşturduğu özgürlük de cazibe merkezi olmanın bir diğer nedenidir. Laikliğin ,özgürlüğün ve demokrasinin değerini bilelim ,bu vesile…
Van’ın nüfusu 1.300.000 olarak kayıtlarda yer almaktadır. İranlılar ve Suriyeliler ile Van nüfusunun 2.000.000’u aştığı söylenmektedir.
Van Gölü denizden 1.646 metre yüksekliktedir. İnci Kefal Balığı önemli bir gelir-geçim kaynağıdır. Van Denizinin en derin kısmı 461 metre iken, ortalama derinlik 175 metredir.
İlk fırsatta Van kahvaltısı almak için nitelikli bir restorana gidiyoruz. Gerçi Van’da yöresel ürünlerin sunulduğu kahvaltı restoranları olabildiğince naif ve otantiktir. Eş deyimle, kalite naifliktedir, doğallıktadır, otantikliktedir. Van kahvaltısının içinde neler yok ki… Bal, yoğurt ve süt kaymağı, otlu peynir, beyaz peynir, kavurmalı yumurta, murtuğa, kavut, genciran, yoğurt Van kahvaltısına görsellik, güzellik zerafeti katmaktadır.
Tüm kahvaltı ve gastronomi ürünlerinin turistlere satılmasını temin amacıyla “Van Yöresel Ürünleri Marketleri” liberal bir mantıkla tasarlanmış ve marketler caddeler boyunca sıralanmışlardır. Ürünleri satın aldığınızda market yöneticileri istenildiğinde kargoyla gönderebileceklerini de ifade ediyorlar. Sunum ve niteliğin artışıyla kırsalda kalan Vanlı’nın ekonomisini düzelterek göçünü önleyebilirsiniz.
Pandemi ve deprem sorun oluştursa da Edremit Van’a bakarken; Van ekonomisi de, esnafı da İran’a bakmaktadır, İranlı’nın yolunu gözlemektedir. 2022 yılında 1.200.000 İranlı Van’ı ziyarete etmiştir. Bu çok manidardır. Esnafın, turizmcinin yüzünü güldürecek bir gelişmedir. Sürdürülebilirliğe odaklanılmalıdır. Bu konuda belediye ve valilik özel gayret göstermelidir, çabalarının anlamlı olduğu bir gerçekliktir ancak odaklanılmaya devam edilmelidir.
Ramazanda geliş-gidiş yoğunluğu düşse de bayram sırası-sonrası akın akın turist ziyareti olacağı düşünülmektedir.
“VAN DEĞERLERİ ENVANTERİ VE SOSYAL GİRİŞİMCİLİKLE HALKI ZENGİN VİLAYET :VAN” VİZYONU
Önemli olan bu noktada; İpek Yolu’ndaki Van’da deniziyle, kalesiyle, tarımsal ürünleriyle doğallığını korumuş, yöresel ağızla-şiveyle, ses tonuyla konuşan insanlarıyla Van’ın Değerler Envanterini çıkarmaktır.
Yerel yönetimler olarak belediyeler, kaymakamlıklar, valilik kültürel, tarihsel, gastronomik, beşeri ,sportif, coğrafik, biyolojik yöre özgü değerlerin envanterini çıkarıp, envanterde yer alan değerleri yatırıma, turizme konu etmelidirler. Topyekûn halk kalkınmasına aracılık etmeliler. Elbette genelde sivil toplum önderleri, özelde de STK’lar kamunun bu çabalarına destek vermelidirler. “Marka Turizm Kenti: Van” 25 yıllık stratejik planın hazırlanmalıdır. Değerler zengini Van, bu değerleri ekonomiye dönüştürerek “Halkı Zengin Kent: Van” vizyonunu -hedefini tasarlamalı ve gerçeğe dönüştürmelidir.
Bu konuda Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’i, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u, Tunç Soyer’in İzmir’i ve Seferihisarı, Mansur Yavaş’ın Beypazarı ve Ankara’sı örnek alınmalıdır.
Tarımsal, kültürel, deniz ürünleri ve turizm girişimciliği ile, sosyal girişimcilikle Van’ı Türkiye’ye ve dünyaya tanıtabiliriz.