2002 öncesi yıllarda, kendine polis süsü vererek başkasını dolandıranlara rastlanmıyordu; olsa da tek tük oluyordu. Günümüzde ceza hukuku profesörünü de dolandırdılar. Dolandırılmak amacıyla aranmayan yok.
Bu sene ortaya çıkarılan, Dilan Polat olayı, futbolcular olayı ve benzer olayların yeni olmadığı öncesinin olduğu da anlaşıldı.
Bu tür dolandırıcılık olayları, siyasi, hukuki ve ekonomik altyapı izin vermeden bu kadar artamaz. Birkaç örnek vereyim.
1- Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesine göre, dolandırıcılık suçunun aşağıdaki durumlarda işlenmesi hâlinde, “nitelikli dolandırıcılık” suçu olur.
- Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi,
- Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak.
- Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması,
- Bilişim sistemlerinin, basın yayının ve banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması.
- Ticari şirket, kooperatif, serbest meslek yetkileri nedeni ile kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması.
- Banka kredilerinin ve sigorta bedelinin ödenmesinde yolsuzluk yapılması,
- Çağrı merkezleri üzerinden cinsel performans seti satmak.
Siyasette oy popülizminde dini inanç istismar edilmiyor mu? Seçimlerde kamu kurum ve kuruluşları, vakıflar alet edilmiyor mu? Bunlar yasaya açıkça aykırı olduğu halde, neden hukuk susuyor?
Siyasi iktidarlar yasaya uymaz ise birileri de aynı yöntemi kullanır.
2- 2022 yılı cari açığının yüzde 50’si, kaynağı belli olmayan döviz girişi (Net hata ve noksan) kaleminden karşılanmıştır.
Bu kadar net hata ve noksan bildiğimiz muhasebe işlemlerinden kaynaklanmaz. Siyasi tartışmalarda hükümet cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticaretine göz yumuyor şeklinde iddialar var. Bu tür nereden geldiği belli olmayan kara para günü kurtarır, bu günkü açığı kapatır ve fakat aynı zamanda ekonomiye ve ahlaka konulan bir dinamittir.
3- 2022 yılında, gayrimenkul fiyatları tavan yaptı. Çünkü bu yolla kara para aklama yapılıyordu. Bu para nereden geldi?
2023’te hükümet uyuşturucu ile mücadele ediyor ve başarılı oluyor ise geçen sene neden aynı şekilde mücadele etmedi? Bu uygulama tüm dünyada döviz nerden gelirse gelsin, seçim öncesi kriz olmasın şeklinde bir algı yarattı.
Dahası ödemeler dengesi bilançosunda net hata ve noksan kalemi bu sene ilk 9 ayda yalnızca 1,5 milyar dolar oldu. Yani bu sene nereden geldiği belli olmayan para girişi yok.
4- Özal Anayasa bir defa delinmekle bir şey olmaz diyordu. Şimdiki hükümet ne Anayasa kararlarını ne de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uyguluyor. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı yoksa bu yol dolandırıcılar için yeşil ışıktır.
5- Çin doğrudan yabancı yatırım sermayesine güvence verdi ve teşvik verdi. Sıcak para girişini kontrol etti. Bir yere kadar geldi. Şimdi kendisi sermaye ihraç ediyor.
Türkiye yabancı sermaye teşvikine, Çin dahil herkesten önce başlamıştı. Ama sıcak para ciddi yabancı yatırım sermayesi ayırımı yapmayı beceremedi. Sıcak para serabına kapıldı. Ekonomide kırılganlık arttı. Kurumsal yapı bozuldu. Spekülatif ortam oluştu. Böyle bir ortamda köşe dönmek isteyenlerin sayısı artar.
6- Şatafatta yarışan bir toplum olduk. Dünyada en lüks otomobiller Türkiye’dedir. Devlette lüks araba yarışması var. Diyanet işleri başkanlığı bir toplantı için lüks otele 3 milyon lira ödüyor. Cumhurbaşkanlığı sarayları ve uçaklarının başka ülkelerde olacağını sanmıyorum. Üstelikte sayın cumhurbaşkanı, itibardan tasarruf olmaz diyor.
Şatafat ve gösteriş moda olduğuna göre heveslisi de çok olacaktır. Şatafatın en kısa yolu ise yolsuzluk, dolandırıcılık ve rüşvettir.
7- Türkiye’de bazıları siyasetten zengin oldu. Bunları kamuoyu iyi tanıyor Buna rağmen bir kısım partililer ‘’hırsızsa bizim hırsız ‘’diyor. Bunlar siyasette uzu süre devam ediyor ve partilerde üst yönetimlerde yer alıyorlar. Kötü örnek olabiliyorlar.
Çözüm; Toplum siyasi tercihlerinde iyi bilmelidir ki; ‘’hırsızlık, yolsuzluk yapanların, dolandırıcıların, bu yaptıkları, siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarı ve aynı paralelde hepimizin düzenini ve refahını bozdu.’’
Yayın Köşe Yazıları, Son Köşe Yazıları, vitrin, vitrin2, Yeni Çağ