Dr. Metin Gürsan
DENTHA – Dijital Endüstri Ltd.Şti Gn. Mdr.
Başlıktaki konuya geçmeden önce biraz yapay zeka hakkında neler oluyor onunla başlamak istiyorum:
Geçtiğimiz yıl İstanbul Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde (12 Şubat 2019’da ) Türkiye Yapay Zeka Zirvesi yapıldı. Etkinlikte yapay zekanın farklı sektörlerdeki uygulama alanları ve başarılı örnekleri sunuldu.Orada çözüm odaklı atölyeler vardı. Meraklılara temel eğitimler verildi ve yerli girişimler çözümlerini tanıttı. Bir önceki etkinlikte ise Google, SAP ve IBM gibi önemli şirketler de katılım sağlamıştı. 12 Mart 2020’de yapılacak zirve UNIQ İstanbul’da gerçekleştirilecek 3. Türkiye Yapay Zeka Zirvesi’nde başarı hikayeleri ve yapay zeka hakkındaki son gelişmeler paylaşılacak. 1500’den fazla katılımcı,yapay zekanın önde gelen uzmanları, konu ile alakalı şirketlerin temsilcileri ve Startuplar’la tanışma fırsatı yakalanabilecek bir ortam Türkiye Yapay Zeka Zirvesi. “Yapay Zeka Değer Katar” teması ile Türkiye’den ve dünyanın farklı noktalarından 50’den fazla uzmanın bilgi ve tecrübelerini aktaracakları Türkiye Yapay Zeka Zirvesi’nde, finanstan üretime perakendeden otomotive kadar birçok sektörden firmaya yapay zekanın kattığı somut değer anlatılacak.Bu kadar mesafe alınan yapay zeka anlatımlarının yanında VR ve AR konusunda ne üniversitelerimiz; ne de şirketlerimize somut değerleri anlatan bir yapı henüz oluşturulmadı ne yazık ki…
Bu yazıda öncelikle VR ve AR nedir? onun anlamı ile başlayayım müsadenizle,
VR -Virtual Realty (VR: Sanal Gerçeklik) Augmented Reality (AR: Artırılmış Gerçeklik) kelimelerle tarif bu. Peki Sanal Gerçeklik ne demek? insanların hem keşfedip hem de etkileşime girebildiği üç boyutlu bilgisayar teknolojileri ile oluşturulmuş ortama verilen isim Sanal Gerçeklik… Çoğu sanal gerçeklik ortamı bir bilgisayar ekranı yoluyla edinilen görsel tecrübelerden ibaret.
Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik arasındaki fark nedir? diye sorarsanız; Artırılmış gerçeklik (AR) de ses, video, grafik veya GPS gibi bilgisayar tarafından üretilen verileri (örneğin ele takılan bir eldiven ile) duyusal girdi ile artırılıp canlandırılarak elemanların fiziksel, gerçek dünya ortamıyla birleştirilmesiyle oluşturulan yeni bir algı ortamının oluşturulmasıdır. Burda canlı doğrudan ya da dolaylı bir görünüm olabilir ve bunu bugün ofisimizde Bakü deki arkadaşımızla gözlüklerimizi takarak bizzat yaşadık. Bendeniz bilgi ve teknolojinin bu bölümü ile gerek içinde bulunduğum üniversite ortamlarında; gerekse yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimde, iş görüşmelerimde, ya da danışmanlıklarda sürekli karşılaştığım bu konuları kulak ardı etmemeniz amacıyla şimdiden siz KENT&HAYAT okurlarına aktarmak üzere bu yazıyı kaleme aldım… Mesela sağlık turizmi için gittiğim bir kongrede fuaye alanında stant açan bir otel başıma bir gözlük taktı. Kulaklarımda kulaklık vardı ve 360 derece oteli bana ses eşliğinde seyrettirdi. Hatta elime verdiği aparatlarla 360 derece video çekilen mekana giydirilmiş sanal sunumu her yönüyle birebir yaşatarak bana sanki oradaymışım gibi (otelde kalan müşteri) gibi gezmemi sağladı. İzlediğim görüntü beni etkilemesin diye ben görüntüyü yönlendirdim, asansöre bindim, özgürce dolaşabildim, açık büfe de tatlılara elimi uzatırken sanki ağzımın suyu aktı desem yalan olmaz. Daha da yakından görmek istediğim noktalarda “zoom” özelliğini kullanabildim.Tatlılarda bunu denerken zor oldu. Sauna da felan tehlikeler (!) var. Bu teknolojide, gözlük bende başta görme ve işitme duyularımı uyardı ve bana bir simüle gerçekliği yaşattı. Zaten sanal gerçeklik, tamamen üretilen ve yönlendirilen kendi gerçeğini yaratmaktan geçiyor. AR de (Artırılmış Gerçeklik) de ise bilgisayarla oluşturulan iyileştirilmiş görüntüleri, var olan bir gerçekliğin üzerine yerleştirip, bunlara etkileşim yeteneği katma teknolojisi olduğu için bu teknolojide, mobil cihazlar kullanılarak bir anlamda o görüntüler gerçek dünya ile harmanlanabilmiş. Artırılmış gerçeklik de akıllı telefonlar, tabletler gibi mobil cihazları kullanarak, gerçek dünyadan alınan dijital fotoğraf, grafik gibi nesneler üzerinde oynamalar yaparak yansıtmalar yapmak mümkün. Bir diğer akla gelen soru da şu:
Bu iki teknoloji birbirinin tamamlayıcısı mı yoksa rakibi mi?
Bu sorunun şimdilik henüz net bir cevabı yok. Ama dünya devi şirketlerin hem VR da hem de AR da ki yatırımlarına akıl almıyor. Facebook, Snapchat ve WeChat gibi sosyal medya platformları VR’ı etkin şekilde kullanmaya hazır. Ancak Türkiye’de henüz bunları birbirimize anlatıyoruz şöyle olursa böyle olur diye örneklerle. Ben bu ikisinin yani VR ve AR’ın pazar payı nedir diye yazdım google amcaya inanamadım daha şimdiden Araştırma şirketi (Digi-Capital ) AR’ın 2021’de 108 milyar dolar, VR’ın ise 83 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğe ulaşacağını araştırmış. Sanal gerçeklik, Hatay Sofrasındaki künefenin tadını veremez ama Hatay sofrasına gidemeyen ABD deki doktora yapan arkadaşınızda künefe yeme hissini uyandıracak hale getirebilirsiniz. Ya da şöyle anlatayım. Yazın Antalya’da tanıştığınız İsviçreli zengin kadına kuyumcu arkadaşınızla oluşturacağınız bilgilerin, destinasyondaki etkinliklerden satın alınabileceği el işi hediyelik eşyayı çok iyi hissettirerek boynuna taktıracak şekle özel eldivenlerle tanıtarak ona o ürünü sanal yolla satıp İstanbul kuyumcu cenneti Kapalıçarşıya getirmeden kargo ile gönderme becerisini yakalayabilirsiniz. Yeterki Markanızı VR’ye uygun ürünler sunabilir hale getirin ve markanıza duyarlılık ve kapsayıcılığı eklemeyi de ihmal etmeyin. Unutmayalım ki nice insanın parası var seyahat edemiyor. Ya da engelli. Sanal gerçekliğin bir diğer avantajı maddi veya fiziki engellerden dolayı seyahat edemeyenlere inanılmaz deneyimler sunmakta. VR cihazlarının tam verimlilikle kullanabileceğimiz bir diğer iki kardeş alan: Eğitim ve Sağlık.
Sağlık sektöründe VR teknolojisinde yapılabilirlikler gerçek bir devrim. Uzun yıllardan beri hastanelerde ve araştırma merkezlerinde gerek tıp eğitiminde gerekse teknoloji uygulama alanında simulasyonlar önemli bir yer kaplıyordu. Bunu zaman zaman konferanslarda yaşadık. VR cihazları tecrübe kazanmak isteyen doktorların eğitiminde önemli bir rol oynamaya başladı. Örneğin çağımızın başbelası kanser. Onkoloji vakaları arttı. Çok teknik cihazlar var. Erken teşhis yada yeni başlangıçta herkes bu cihazlara erişmek ister. Mesela Brakiterapi? Radyasyon Onkologlarından kaçı VR uygulamayı biliyor? Ya da bilen doktordan kaçı tam eğitim veriyor? Zaten kanser olmuş olan eşinin vajinası başında 10 hekimin uterusuna brakiterapi ile odak nokta çözümler ulaştırmasına kaçımız müsade ederiz? Veya önemli bir ameliyat öncesinde örneğin ameloblastomalı bir rezidiv yapan çenede kişiye özel yapılacak metal protezi doktorları karşılarına alarak birebir eğitip ve modelleme de kesi hattını tartışarak ortak aklı verebilecek teknoloji VR değilse nedir? Çıkabilir komplikasyonları öngörmek adına AR kullanabilirler. Sağlık sektörünün ciddi bir şekilde böyle bir ön hazırlık teknolojisine ihtiyacı var ve HTC Vive ile Oculus Rift bu alanda önemli iki araç olarak geçtiğimiz 2019’un Ekim ayında piyasaya çıktı ve kullanımda.
Gelelim eğitime. Günümüzde eğitim alanı, ülkemizde de örneklerine rastladığımız, “uzaktan eğitim” imkanı sağlayan öğrenim merkezlerinin artmasıyla, geleneksel öğretim metotlarının dışına çıkmaya başladı. Öğrenciler karmaşık içerikli konuları, sanal gerçeklik cihazlar aracılığıyla eğlenceli ve kolay bir şekilde öğrenirler.Hatta öğrenciler ortamdaki nesneler ile etkileşime geçerek onlar hakkında daha çok şey öğrenebilir.Diyelim ki tarih dersi, anlatılan mekanlarda sanal gerçeklik sayesinde dolaşırken hocanın anlattıklarını dinlerken yaşayabilecekler. Tabii ki bu tarihde oldu ise kadavra da anatomide olması olasıdır. Kimsenin bir itirazı yok. Buyurun anatomi hocaları gelin sanal kadavra yapalım. Hem ölüyü o öldürücü koku içinde havuzda bekletmekten kurtaralım ona eziyet etmeyelim; hem de daha çiçeği burnunda hekim adayının eline neşteri verelim hissederek kadavraya zarar vermeden kessin biçsin, kokusuz sağlıklı ortamda ama güven içinde hocasının öğretisi ile daha çağdaş yetişsin…
Hepinize başarılı sanal iş ortamları dilerim.
Saygılarımla.