CHP’li Tekin Hakkında çıkan yalan haberlerle ilgili konuştu

CHP’li Tekin Hakkında çıkan yalan haberlerle ilgili konuştu

 Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul milletvekili Gürsel Tekin içişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine attığı iftara ve çirkin sözlerine karşı bir yazılı açıklama yayımladı Tekin. Ben 16 yaşından itibaren kendime göre kutsal saydığım evim gibi gördüğüm CHP ailesinin bir parçasıyım.

 

Türk siyasetinde pek az insana nasip olacak bir süreç yaşadım. Gençlik kollarından başlayarak, merdivenlere dokuna dokuna partimizin Genel Başkanlık dışında tüm kademelerinde görev yaptım. Aldığım her görevde partimizin tarihine, kimliğine, kültürüne, fedakar üyelerimizin ve seçmenlerimizin hassasiyetlerine uygun hareket etmeye gayret ettim. Partimizin bir oy fazla alması için canımı  dişime takarak çalıştım, binlerce kilometre yol yaptım, vatandaşlarımıza ulaşmak, partimizin politikalarını anlatmak için 81 ili birkaç defa dolaştım.

Elbette bunun bir sonucu oldu. Özelikle son 15 yılda her türlü iftiraya, yalana hedef oldum. İktidar tüm şiddeti ve elindeki araçlarla bana saldırdı. Tüm devlet kurumlarına hakim olan AKP iktidarı elindeki bu kadar araçla tek bir usulsüzlük bulamadı. Yıllardır devlet bankasıyla çalışırım. Her şeyim orada var. Hakkımda ortaya konulan iftiralardan biri bile doğru çıksa değil partiden istifa etmek ülkeyi terk ederim.

Bu iftiraların nedenini biliyorum. İmar, beton, ihale çeteleriyle, yolsuzlukla mücadele ediyorsanız, bazı gerçekleri açıklıyorsanız, bu çetelerin de hedefi oluyorsunuz. İstanbul’da sadece 76 projede yapılan 240 milyarlık rant vurgununu ben açıkladım. Yine daha önce İstanbul’un rant haritasını ortaya koyduk. 100 milyar dolara yaklaşan büyük bir yolsuzluğu toplumun önüne çıkardık. Bu büyük usulsüzlüklerden beslenenler elbette düşmanlık yapacaktı. Siyasette ahlaktan hiç nasibini almamış, yalan ve iftirayı araç olarak kullanan ve insanların kişiliğine suikast düzenleyen zihniyet elindeki tüm araçlarla saldırdı.

Ne yapsalar boş. Onların benim için hiçbir değeri yok. Ancak aynı evi paylaştığım, aynı ailenin parçası olduğum bazı arkadaşlarıma çok kırgınım. Parti içi siyasi hesaplarla, bu iftira ve yalan kampanyasına gözünü kapayan, sesini çıkarmayan hatta bu iddialardan beslenmeye çalışan bazı yol arkadaşlarımız parti kültürümüzle, teamüllerimizle ve yol arkadaşlığı şuuru ile asla bağdaşlamayacak bir tutum sergiledi. Onlara tek bir sorum var. Beni tanımıyor musunuz? Bunca yıl bu partiye emek veren bir siyasetçi olarak tek bir kara leke mi gördünüz de bugün bu haksız kampanyanın bir parçası olmayı içinize sindirebiliyorsunuz?

Hakkımda çıkan yalan haberlerle ilgili 500’ün üzerinde dava kazanan bir siyasetçiyim. Bu kadar şeffaf kaldığınız bir ortamda, dün birileri bir şey diyorsa tüm CHP grubu, başkanları bunları dert edinmiyorsa, benim de bunca yıl emek verdiğim partimin yöneticilerine sitemim olsun. Arkadaşlarımıza yapılan her saldırıya kendimi kalkan ettim. CHPli olmanın gereği ve sorumluluğunu yerine getirdim. Aynısını beklerdim. Şimdi aynı evi paylaştığım, aynı yemeği yediğim, aynı hedeflere ulaşmak için her türlü fedakarlığı yaptığımız bazı arkadaşlara kırgınım. Elbette İçişleri Bakanlığı makamında oturan şahıs iddiasının arkasında duramayacak, özür dilemek zorunda kalacak. Kendisiyle yargı önünde hesaplaşacağız. Aliye İzzetbegovic’in güzel bir sözü var. Diyor ki: “Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliğidir.” Bu sözü yaşayarak öğrenmenin üzüntüsünü hissediyorum. AHA.

About Post Author