Buca yeniden üzüm kokacak. Kentin yüzlerce yıllık sembolü üzümü yeniden canlandırmak için yola çıkan Buca Belediyesi, çalışma rotasını belirledi.
Buca razakısı ve benekli sultani üzümlerinden oluşan 12 dönüm üzerine yayılacak yeni bir bağ oluşturulacağını açıklayan Başkan Erhan Kılıç, üzümlerin coğrafi işaretinin alınmasında da son aşamaya gelindiğini müjdeledi. Üreticilerin teşvik edilerek ilçedeki bağlarda üzümcülüğün şahlandırılacağını ifade eden Kılıç, “Buca’daki toprakları ranta değil, tarıma açacağız” dedi.
Buca Belediyesi kentin kaybolan değeri üzümü yeniden şahlandırmak, bağcılık kültürünü yeniden ayağa kaldırmak için harekete geçti. Buca Belediyesi tarafından başlatılan ve içerisinde akademisyenlerden Bucalı üzüm üreticilerine kadar çok sayıda alanında uzman ismin yer aldığı Buca Üzüm Çalıştayı 4’üncü toplantısında önemli kararlara imza attı.
Buca’da bağcılık kültürünü geliştirmek, ilçedeki üreticileri kaliteli üretime teşvik etmek ve Buca razakısını markalaştırmak için başlatılan çalıştay, Buca Belediyesi Bağ Evi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya katılan Buca Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç, çalışma rotasını açıkladı.
12 DÖNÜMLÜK YENİ BAĞ VE COĞRAFİ İŞARET
Göreve geldiği günden beri Buca’nın tarımsal verimliliğini artırmak için çalıştıklarını söyleyen Başkan Kılıç, “Buca üzümünü canlandırmak için buradaki üzüm bağı ile çalışmaya başladık.13 dönümlük bağımızın ardından şimdi 11 bin 980 metrekarelik yeni bir bağ kuracağız. Burası tamamen Buca razakısı ve benekli sultaninin yetiştiği Buca’ya özgü üzümlerden oluşan bir bağ olacak. Tamamen geleneksel tarım yöntemi uygulayacağız. Buca’da razakının olduğu zamanlardaki geleneksel yöntemlerle bu işi yapmayı düşünüyoruz. Bu işi bilen sizlersiniz. Buca’nın hafızası sizlersiniz. Hep birlikte Buca razakısını Buca’da yeniden canlandırırız diye düşünüyorum. Daha sonra da coğrafi işaretini alarak markalaştıracağız. Bizim burada amacımız kar sağlamak değil, Buca’nın sembolünü yeniden gün yüzüne çıkarmak” ifadelerini kullandı.
TOPRAKLARI RANTA DEĞİL TARIMA AÇACAĞIZ
Doğaya karşı yapılan talanları engellemenin en doğru yolunun arazileri tarımla değerlendirmek olduğunu ifade eden Kılıç, “Buradaki amacımız kırsal bölgede yaşayan vatandaşlarımızın topraklarını ranta değil tarıma yönlendirmek. Eğer biz burada gözümüzü kapatırsak, bu güzelim topraklar da beton yığınına dönüşecek. Köylülerimizin, toprak sahiplerimizin yeniden tarım yapmasını sağlamak istiyoruz. Biz, hemşerilerimizin arazilerine razakı üzümünü, bağını ekmelerini sağlarsak, oradan bir gelir elde etmelerini sağlarsak doğa talanının önüne geçmiş oluruz. Buca razakısı, bizim bir değerimiz, sembolümüz; bunu da yaşatmak bizim görevimiz. Gelecek nesillere Buca üzümünü ulaştırmak zorundayız” şeklinde konuştu.
BUCA’NIN SEMBOLÜ CEZAEVİ DEĞİL ÜZÜMDÜR
Kılıç, “Buca’nın uzun yıllardan beri sembol olmuş bir değeri var. Buca razakısı, Buca üzümü. Ama Buca denince akla Buca Cezaevi geliyor. Bu üzüm bağları, bugün belediye binamızın olduğu yerlerdeymiş. Maalesef çarpık kentleşmeyle o verimli topraklar, bugün üzerinde oturduğumuz beton yığınlarına dönüşmüş durumda. Ama elimizde Kaynaklar bölgesi gibi bir değer var. İçerisinde tarım yapabileceğimiz alanlar var. Bu alanlarda Buca’nın sembolünü yeniden canlandırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.