Birlik Dayanışma Yardımlaşma

Birlik Dayanışma Yardımlaşma

Çok sevdiğim bir Hint atasözü var “Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki, sen de karşıdasın.” Deprem nedeniyle zor günler yaşadığımız bu süreçte ülkemizde sıkça kullanılan birlik, dayanışma, yardımlaşma söylemlerini de en az bu Hint atasözü kadar seviyorum. Çok seviyorum çünkü İnsanların birlik ve dayanışma sonucu doğayla olan mücadelesinde yaşamda kalmayı başardığını, yaşamını kolaylaştırdığını ve özgürleştiğini biliyorum. İnsanların huzurlu ve mutlu olması, kendilerini güvende hissetmesi için bireylerin ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesine adını verdiğimiz dayanışma toplumsal huzurun ve barışın sağlanması içinde her zaman şarttır. Yardım bir kimse veya topluluğun başka bir kimse veya topluluğa mal veya beden kuvveti ile yararlı olmasıdır. Bir kimsenin karşılık beklemeksizin başka bir kimse veya kimselere yardım etmesine ise yardımlaşma demekteyiz.

 

İnsanlar doğayla olan mücadelesinde diğer canlılar karşısında üstünlük sağlarken sadece yiyen, içen, sevişen, eğlenen, uyuyan bir canlı değil, hayatın içinde insanları diğer hayvanlardan ayıran özelliklerini de geliştirmiştir. Bunlar  temizlik, düzen, disiplin, dürüst, çalışkan, dikkatli, sözünün eri, günlük yaşamda dikkat etmesi gereken şeyler olarak ortaya çıkmıştır. Özverili ve sade yaşamak, çevrenin eşyaların ve ortak mekânların bakımı ve korunması konusun da gereken titizliği göstermek insanların kendilerine karşı sorumluluklarının da gereğidir. Bireysel sorumluluklarını bilen insanlar toplumsal dayanışma, örgütlenme ve birlikteliğin sömürü ve talan düzeni karşısında da kendilerini koruyacağını bilmektedir. Mustafa Kemal ATATÜRK ’ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olduğumuz zaman neleri başarabileceğimizin en güzel örneğidir.

 

               “İnsan Diye Söylerler, İnsan Kimdir? İnsanlara Yararlı Olan Kişidir”

 

Genel olarak toplumsal yapımızda konuksever olmak, insanlığa yararlı iş yapmak, kimsesizlerin ve düşkülerin gönlünü almak, yoksullara ve muhtaçlara yardım etmek, hayır ve iyilikte eli açık olmak hayatı anlamlı ve insanı erdemli kılan toplumsal sorumluluklarımız olarak kabul görmüştür. Yardıma muhtaç yurttaşların durumunun iyileştirilmesini ve toplumda huzur ve dayanışmanın var olmasını sağlamak devleti idare edenlerin görev ve sorumluluğudur.

 

Gelinen süreçte, uygulanmakta olan sosyal ve ekonomik politikalar, insanlar arasında yaşamsal farklılıklar ortaya çıkarmıştır. İnsanların varlığının ve kazancının sonucu oluşan Ülkenin toplam gelirlerinin paylaşılması esnasında bireylerin adil miktarda pay alamaması, belli grup ya da kişilerin korunup kollanması, gelir dağılımının bozulmasına, haksızlığa ve yersiz zenginleşmeye neden olmuştur. Haksız kazanç ve yersiz zenginleşmenin sonucunda; zenginler ve yoksullar arasındaki fark daha da büyümüştür. İnsanların yaşamında ortaya çıkan bu olumsuzluklara rağmen, ortak değerler etrafında oluşan birlik, dayanışma ve yardımlaşma başarının adı olmalıdır. Depremin yoksulları yok etmesine izin verilmemelidir. Gün birlik dayanışma ve yardımlaşma günüdür.  Birlikte kazanacağız.

About Post Author