Marmaris’te günlerdir ormanlarımız yanıyor…
Türkiye’nin gözbebeği yeşilin her tonunu görebileceğiniz yerler şimdi kapkara…
İyi Parti Genele İdare Kurulu Üyesi. Av. Sevin Çağlayan, Yaptığı açıklama.
Marmaris’te yangın 29 Temmuz’da Armutalan Mahallesi Siteler de kızılçam ağaçlarıyla kaplı ormanlık alanda öğle saatinde çıktı.
Mevsim normallerinin üstünde bir sıcaklık, rüzgâr ile yangın bir anda büyüdü. Daha önce defalarca çeşitli yerlerinde yangın çıkan Marmaris’te bu kez durum farklıydı…
Marmaris’te ilk gece kâbusa dönüştü…
Dört bir yandan yükselen alevler güneşin batması ile daha da belirginleşti. Yangına havadan yapılan müdahalede kullanılan az sayıdaki helikopterlerde gece görüşü olmadığı için güneşin batmasıyla çalışma da durdu.
Dünyanın incisi artık ateş çemberindeydi…
Gönüllüler gözyaşları içinde sabaha kadar el feneriyle yangına müdahale etmeye çalıştı. Marmaris’te yangını kontrol altına almak bir yana her geçen saat tehlike büyüdü. Büyük bir çaba ile yangına müdahale edilmek istense de bu mümkün olmadı.
Marmaris’in dört bir yanından yükselen alevlere önce gençler müdahale etti. Bunlardan biri de 25 yaşındaki Şahin Akdemir’di.
İnstagram hesabından yaptığı paylaşımında “Su taşımaya devam. Yangıncılara su taşıyacağız yine. Allah hayırlarımızı kabul eylesin.” yazarak yardıma koştu.
Motosikleti ile kaza yaptı ve alevlerin ortasında kaldı. Marmaris genç bir evladını yangında yitirdi.
Yangın Marmaris’i teslim alırken, koordinasyon bir türlü sağlanamadı. İş başa düştü ve Marmarisliler yardım masaları oluşturdu. İçmeler ve Turunç günlerce yandı.
Yangınla mücadele sürerken, siyasiler ilçeye akın etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzlerce araçlık konvoyla Marmaris’e girdi. Sayın cumhurbaşkanı gerçeklikten öylesine kopmuştu ki, yangın karşısında çaresiz kalan, yardım bekleyenlere çay paketi fırlattı.
Marmaris’in en gözde körfezlerinden Hisarönü alevlere teslim olup, gazeteciler hayatını riske atarak haber yaparken RTÜK’ün televizyon kuruluşlarına orman yangınlarıyla ilgili “uyarı mektubu” tam bir utanç belgesi.
Bu tam anlamı ile kabul edilemez bir sansür girişimidir.
Marmaris’teki yangında canlı çeşitliliği ile birlikte on binlerce arının yaşam alanı da yangınlarında zarar gördü.
Türkiye’de yılda 16 bin ton çam balı üretilmekte. Bunun yüzde 80’ini de ne yazık ki, yangınlarda kaybedilen alanlardan ediniliyor.
Yangınlarda kovanlar çok büyük bir zarar görmedi. Sıcak havalarda arıcılık yapılamadığı için kovanlar yaz aylarında Anadolu’daki yaylalara götürülüp, Ağustos sonunda da geri getirmekte. Ancak arı kovanları yanmasa da , Ağustos ayından sonra arıların bal yaptıkları ağaçlar artık yok.
Yaşanan büyük felaket, bunun karşısında çaresiz kalan ve günlerce organizasyonu sağlayamayan yetkili makamlar, izlenen yanlış politikalar sebebi ile çürümeye terk edilen yangın söndürme uçakları ve alev alev yanan ormanları, evleri canları pahasına haberleştirenlere sansür girişimi…
Bu tablo kendisine 13 tane uçak alırken, bir tane bile yangınla mücadele uçağı almayan tek adam rejiminin ürünü. Bu halktan kopmuş, saraylarda şatafat içinde yaşayan bir grup insanın iktidarının sonu geldi, devlete daha büyük zarar vermeden bu yönetimden demokratik yollarla kurtulmak gerekiyor.
Sevin Çağlayan
İYİ Parti GİK Üyesi
