Atlas Üniversitesinde, 4. Psikoloji Günleri’nde “hipergerçeklik” konuşuldu

Atlas Üniversitesinde, 4. Psikoloji Günleri’nde “hipergerçeklik” konuşuldu

Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak: “Psikoloji ve teknolojinin yakın gelecekte yatay olarak kesmeyeceği hiçbir alan olmayacak”

İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü ve Psikoloji Kulübü tarafından “Hipergerçeklik” temasıyla düzenlenen 4. Psikoloji Günleri, psikoloji alanındaki uzmanları bir araya getirdi. Psikoloji ve teknolojinin yakın gelecekte yatay olarak kesmeyeceği hiçbir alan olmadığını belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, “Gelecekte hangi disiplinde olacaksanız, hangi işi yapacaksanız psikoloji ve teknolojiyle mutlaka beraber olmak zorundasınız” dedi.

İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü ve Psikoloji Kulübü tarafından düzenlenen 4. Psikoloji Günleri, “Hipergerçeklik” temasıyla düzenlendi. Psikoloji öğrencilerinin ve akademisyenlerin ilgi gösterdiği etkinlikte psikolojinin alt dallarından uzmanlar tarafından psikolojide hipergerçeklik teması ele alındı.

Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak: “Bugün hipergerçekliğin faydalarını ve olası risklerini iyi bilmemiz gerekiyor”

İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, hipergerçekliğin kendi kuşağı açısından gerçekle kurgunun birbirine karışması olarak tarif edilebileceğini belirterek “Hipergerçeklik kavramı 60’lı yıllardan bu yana konuşulan, Fransız yazar Jean Baudrillard tarafından tanımlanan bir terim. Bugün neden bu kadar çok konuşuluyor? Çünkü artık çok daha hızlı bir dünyadayız. Bugün hipergerçekliğin hem faydalarını hem de olası risklerini çok daha iyi bilmemiz gerekiyor. O nedenle buradayız. Hipergerçekliği yani kurguyla gerçeği birbirinden ayırmamızı sağlayan şey ne? Algımız. Biz algılıyoruz. Bilincimizle algılıyoruz. O nerede? Beynimizde. Bir hekim ve beyin cerrahı olarak bu konuya uzak değilim” dedi.

“Umarım hipergerçekliği fırsat haline getiririz”

Psikoloji ve teknolojinin yakın gelecekte yatay olarak kesmeyeceği hiçbir alan olmadığını belirten Kocabıçak, “Gelecekte hangi disiplinde olacaksanız, hangi işi yapacaksanız psikoloji ve teknolojiyle mutlaka beraber olmak zorundasınız. Bunun başka yolu yok. Psikoloji o kadar geniş bir yelpaze ki bir yandan tıbba dokunuyor diğer yandan çok başka disiplinlere dokunuyor” dedi. Kocabıçak, “Önünüzde hem fırsatlar hem tehditler var. Fırsat haline getirmek de sizin elinizde tehdit olarak da yaşamak maalesef size bağlı. Umarım işin iyi tarafında kalabiliriz, fırsatları görürüz. Bu hipergerçekliği fırsat haline getiririz. O kadar kolay mı? Çok zor çünkü öyle hızlı bir dünyada yaşıyoruz ki. O anlamda gerçekle gerçek olmayanı ayırdetmek çok zor ama o da sizin işiniz” dedi.

Prof. Dr. Ayşe Ayçiçeği-Dinn: “Psikoloji alanındaki uygulamalar gücünü bilimsel araştırmalardan alır” 

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayçiçeği-Dinn, yapay zeka ve hipergerçeklik kavramının uzun bir süredir psikoloji alanında konuşulduğunu söyledi. Klinik psikolojide uygulamanın ve teorik çalışmaların önemli olduğunu belirten Ayçiçeği-Dinn, “Uygulama ve pratik işin mutfağından geliyor yani bizim bilimsel olarak bir şey üretmemiz gerekiyor ki uygulamaya geçirebilelim. Bu da bilişsel psikoloji, deneysel psikoloji alanlarında yapılan çalışmalarla ve laboratuvar çalışmalarıyla mümkün. Şu anda psikoloji alanında bir çok konuda araştırmalar devam ediyor ve adınızın literatüre geçme ihtimali var. Bunun da yolu araştırma yapmaktan geçiyor. Atlas Üniversitesi önemli bir kurum. Hiçbir üniversitenin 90 metrekarelik Psikoloji Laboratuvarı yok. Burayı kendi öğrencilerimiz başta olmak üzere diğer üniversitelerin psikoloji öğrencilerini daha iyi psikolog yetiştirmek adına onlarla da paylaşıyoruz. Üniversitemizde ‘Deneysel ve  Gelişim’ odaklı ve ‘Bilişsel Rehabilitasyon’ olmak üzere iki master programı ve ‘Deneysel ve Gelişim’ odaklı doktora programları bulunmaktadır” dedi.

Psikoloji Kulübü Başkanı Gümüş: “Gerçeği algılama biçimimiz etkilendi”

Pskioloji Kulübü Başkanı Yunus Emre Gümüş, teknolojinin hızla geliştiği bu çağda gerçek ile sanal arasındaki çizginin bulanıklaştığını artık hayatlarımızda gördüğümüz birçok şeyin gerçeğin bir simülasyonu haline geldiğini belirterek “İletişimden eğlenceye hatta sosyal etkileşimlerimize kadar her şeyin dijital yansımasını yaşamaya başladık. Bu durum gerçeği algılama biçimimizi etkiledi. Biz de kulüp olarak bu dönüşümün bireyler üzerindeki psikolojik etkilerini anlamaya çalıştık. Hipergerçeklik içinde kendimizi nasıl kaybettiğimizi ve gerçeği nasıl yeniden bulabileceğimizi tartışmak, anlamak ve bu durumu ele almanın yollarını aramak istedik” dedi.

Psikolojinin farklı alanlarında hipergerçekliğin etkileri ele alındı

Uzman Psikolog Sedat Taniş’in “Anksiyete Bozukluklarında Sanal Gerçeklik”, Dr. Ezgi Deveci’nin Dijital Çağda Hipergerçeklik, Beden İmgesi ve Yeme Alışkanlıklarının Kesişimini Anlamak” başlıklı sunumlarıyla katıldığı etkinlikte İstanbul Atlas Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Araştırma Görevlisi Şeyma Aydın Öztürk ve Psikolog Duygu Aybar, “İnsan ve Yapay Zeka Arasındaki İnce Çizgi: Psikolojide Yeni Bir Dönem” başlıklı bir sunum yaptı. Uzman Adli Psikolog Esra Gürgezoğlu Yapar’ın “Hipergerçeklik Bağlamında Siber Şiddet ve Çocuk” konusunu ele aldığı etkinlik, Dr. Serhat Yüksel tarafından “Bilişsel Davranışçı terapi ve Sanal Gerçeklik” başlıklı atölye çalışması ile sona erdi.

Son günlerde gündemden düşmeyen kadına yönelik şiddetin kınandığı etkinlikte, kadın katılımcılara papatya dağıtıldı.

 

About Post Author