Başkan Cemil Deveci: Çocukların hayatını güvence altında tutmak bizim görevimiz Atakum Belediyesi’nin 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuk istismarına dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdiği panelde, çocuk hakları aktivisti Saadet Özkan ve uzmanlar Samsunlularla buluştu. Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, “Çocukların hayatını güvence altında tutmak bizim görevimiz. Onları yaşatmak, aramızda bulundurmak ve başarılı olmaları için gereken ortamı hazırlamak. Bizim görevimiz bu” dedi.
Atakum Belediyesi, Atakum Kent Konseyi Gençlik Meclisi ve Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) işbirliği ile 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuk istismarına dikkat çekti. Atakum Belediyesi Kültür ve Eğlence Merkezi’nde Ordu’da öldürülen Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi öğrencisi Ceren Özdemir’in adını yaşatacak ve Atakum’da genç dansçıların yetişmesini sağlayacak dans atölyesinin açılışı yapıldı. Açılışın ardından gerçekleştirilen Çocuk Hakları Paneli’nde çocuk istismarı konu başlığı mercek altına alındı. Panelin açılış konuşmalarını Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci ve çocuk istismarının önlenmesi için verdiği mücadele ile ismi dünya genelinde simgeleşen aktivist öğretmen, UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan yaptı. Ali Osman Aktaş’ın moderatörlük yaptığı etkinlikte panelistler Av.Gülay Deveci, Psikolog – Aile Danışmanı Gamze Sırmalı Karabulut, Psikolojik Danışman Büşra Bayraktar ve Atakum Belediye Başkan Yardımcısı Şeref Aydın, Samsunlulara cinsel istismar konusunda uzmanlık alanlarına yönelik bilgileri aktardı.
‘KÖY ÖĞRETMENİ ŞEFİK SINIĞ’IN SEVGİSİNİ YAŞATAMADIK’
Atakum Belediyesi Halk Dansları topluluğu dansçılarının Ege yöresinden zeybek gösterisi sunduğu etkinlikte Atakum Belediyesi Çocuk Korosu’nun Dünya Çocuk Hakları Günü için seslendirdiği; sözleri Nazım Hikmet Ran ve müziği Edip Akbayram’a ait olan ‘Güzel Günler Göreceğiz’ şiirinin klibinin gösterimi yapıldı. Ayrıca UCİM ile Atakum Belediyesi arasında işbirliği protokolü imzalandı. Ekinliğin açılış konuşmasını yapan Atakum Belediye Başkanı Av Cemil Deveci, sözlerine Ceyhun Atuf Kansu’nun ‘Dünyanın Bütün Çiçekleri’ şiirinden mısralar ile başladı. Başkan Deveci, “Atatürk cumhuriyetinin sevgili öğretmeni Şefik Sınığ, ‘seni canımdan daha çok sevdim’ dediğin ve okutmak için sırtında taşıdığın köy çocuklarını okutamadık. Onların hayatlarını garanti edemedik. Senin bize aşılamaya çalıştığın Atatürk, cumhuriyet ve çocuk sevgisini yaşatamadık. Mekanın cennet olsun. Senden özür diliyoruz. Evet, çocuklarımızı koruyamıyoruz. Sadece cinsel istismar değil; hak ettikleri geleceklerini yaşayabilecekleri ve gelecekte başarılı olabilecekleri, topluma faydalı birer birey olabilecekleri eğitimi veremiyorsak onların düşünme ile muhakeme yeteneklerini ellerinden alıyoruz demektir. Ceza Kanunu’nda Çocuğu Koruma Kanunu’nda çeşitli düzenlemeler var. İyi eğitilmemiş çocuğun bedelini kim nasıl ödeyecek, bununla ilgili bir düzenleme var mı? Çocuklara hak ettikleri eğitimi veremiyoruz. Köyler boşalmış, taşımalı eğitim veriyoruz. Geldikleri yerde çocuklarımızı hayata yetiştirecek ve tutunmalarını sağlayacak eğitim yok. En çok da eğitimi tartışıyoruz. Bir eğitim politikası yok. Oysa, düşman orduları Ankara’nın hemen sınırındayken Atatürk, cepheden gelerek öğretmenlerin topladığı Maarif Kurultayı’na katılıyor. O günlerde de Meclis’i Ankara’nın işgal edilme ihtimali nedeniyle Kayseri’ye taşımaya çalışıyorlar. O, Ankara’nın işgal edilmeyeceğini, düşmanın denize döküleceğini biliyor ve ondan sonra kuracağı Cumhuriyet’in hazırlıklarını yapıyor. Çocukların nasıl eğitim alması gerektiğine ilişkin eğitimcilerin olduğu kurultaya katılıyor. Var mı dünyada böyle bir devrimin benzeri? Onun ülkesinin çocukları, cumhuriyetinin yurttaşları olarak bizim geldiğimiz noktaya bakın” ifadelerini kullandı.
‘YAPMAMIZ GEREKEN ONLARI YAŞATMAK VE BAŞARLI OLMALARINI SAĞLAMAK’
Çocukların korunması için yasal düzenlemelerin eksik olduğunu vurgulayan Başkan Av. Cemil Deveci, “Bugün Çocuk Hakları Günü. Birleşmiş Milletler, dünyanın her yerinde çocuklara ilişkin olumsuz davranışları olanların korunmamasına ilişkin faaliyetler olduğu için Çocuk Hakları Sözleşmesi düzenlemiş. Biz de 1995 yılında bu sözleşmeyi imzaladık ve 2005 yılından bu yana da kendi ceza yasamızda Çocuk Koruma Kanunu’nda, Ailenin Korunması Kanunu’nda birtakım düzenlemeler yaptık. Bu saydıklarım dışında mevzuatlarımızda ciddi eksik olmayabilir ama uygulamada var. Çocuklarımız ne hakime, polise, jandarmaya ne de başka devlet görevlisine teslim edilemeyecek kadar kıymetli. Benim çocuğum, senin çocuğun değil; çocuklarımız. İçimizde ne kadar anne, baba veya adayı varsa, aramızdaki çocuklar bizim çocuklarımız. Onların hayatını güvence altında tutmak bizim görevimiz. Sadece polise telefon etmekle, savcıya ihbarda bulunmakla görevimizi yerine getirmiş olmayız. Panel öncesinde bir dans atölyesi açtık. Aramızdan ayrılan, koruyamadığımız Ceren Özdemir’in adını verdik. Gencecik bir kadındı. Ama yapmamız gereken onun adına böyle atölyeler açmak değil, onları yaşatmak, aramızda bulundurmak ve başarılı olmaları için gereken ortamı hazırlamak. Bizim görevimiz bu” dedi.
‘ATAKUM’DA 30 ÜYELİ ÇOCUK MECLİSİMİZİ KURUYORUZ’
Atakum Belediyesi’nde göreve geldiği ilk günden itibaren Çocuk Meclisi kurmak istediğini ve bu yönde çalışmalar yaptıklarını belirten Başkan Deveci, “Ancak koronavirüs nedeniyle çocuklarımızı riske atmayalım diye düşündük. Pandeminin geçeceği düşüncesiyle bugüne kadar geciktirdik. Milli Eğitim Müdürlüğü ve özel okullarla görüştük. Atakum Belediye Meclisimizin üye sayısı 30 olduğu için, 30 ortaokul ve ilkokul öğrencisi arasından meclis üyesi seçilecek. Çocuk Meclisi’nden çıkan kararları Belediye Meclisi’nde onaylatacağız. Çocuk Meclisi’nin aldığı kararların uygulanması için de Belediye bütçesinin belli bir oranını aktaracağız. Korupark’ın altında kalan, ‘Yayla Konakları’ olarak yapılan yerin kullanım biçimini değiştireceğiz. Orayı bir sanat köyü yapacağız. Yazar evleri oluşturacağız. Türkiye’nin tanınmış, ödüllü bir yazarıyla görüşüyoruz. İlke olarak anlaştık. Onun adına bir müze oluşturacağız. Dünyanın her diline çevrilmiş kitaplarını orada bulunduracağız. Her sene edebiyat ödül töreni düzenleyerek Atakum’u sanat kenti yapacağız. Bunu anlatıyorum çünkü sanatın diliyle, gücüyle toplumu eğiterek çocuklarımıza sahip çıkabiliriz. Böyle bir toplumu sanatla ve sanatın gücüyle oluşturabiliriz. Geride bıraktığımız eğitim eksikliğini sanatla tamamlayabiliriz. Bu yüzden Atakum’da sanatı ön plana çıkarmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
‘YÜREĞİM, HER BİRİNİZİN YÜREĞİNDE OLACAK’
Atakum’da yaşayan çocukların, istek ve önerileri için kendisine mektuplar gönderdiğini belirten Başkan Deveci, “Kentimizde ve toplumumuzda çocuklarımızı koruyabilecek bireyler olabileceğimizi düşünüyoruz. Bu kent, buna aday ve yapabilir. O nedenle niyetimiz han, hamam yapmak değil. ‘Cemil Deveci geldi, belediye başkanlığında şu binayı yaptı, ne güzel yaptı’ değil. Elim her birinizin omzunda olacak. Yüreğim her birinizin yüreğinde olacak. Her bir ailenin içinde olacağım. Kentin çocuklarından bana mektuplar geliyorsa, benim ve Atakum Belediyesi için en büyük başarı budur. Bütün belediyelere de bunu öneriyorum. Bırakın han, hamam yapmayı. İnsanımızı sağlam tutalım, sorunlarımıza ortak olalım. Sorunlara ortak olmak bile az şey değil. Bunu yapsak bile önümüzdeki süreci dayanışma, birlik, bütünlük içinde kurar ve Türkiye’nin Atatürk’ün önderliğinde nasıl kurulduğunu hepimiz biliyoruz. Onun bize emanet ettiği Türkiye’yi yeni baştan alıp çağdaş ve medeni ülkeler seviyesine çıkarmak bizim sorumluluğumuz. Yüce Atatürk bize böyle bir görev vermişti, şu ana kadar bu konuda çok başarılı değiliz. Onu yerine getirmemiz gerekiyor. Çocuklarımıza sahip çıkalım. Yılda bir gün onları anarak veya sözleşmeyi hatırlayarak değil, UCİM’in yaptığı gibi şehir şehir, köy köy, ev ev dolaşarak yapmalıyız. Hayatlarını buna vakfetmişler bu müthiş bir şey. Sizi kutluyorum, yaptığınız için kutsal olduğunu biliyorum. Yolunuz açık olsun. Çocuklarımız bizimle olsun, anneleriyle babalarıyla yaşasın. Onun için çalışıyorsunuz, size başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.
‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞI’
Panelin öncesinde konuşan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan, “Samsun’da sizlerle birlikte olduğum için çok mutluyum. Başkanıma ve Gülay hanıma teşekkür ederim. Bizi çok güzel ağırladılar. Çok kıymetli insanlar. Onlar da enerjilerini topluma yaysınlar, hizmet aşkıyla çocuklara, kadınlara, insanlara ulaşsınlar. Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü, aslında her gün hepimiz için Dünya Çocuk Hakları Günü. Adalet sisteminde ihtisaslaşmayı sağlayamazsak çocukları koruyamayız. Evet, sistemin içerisinde belki bu sorunları çözemeyiz ama çocukların her birinin en hassas şekilde ele alınmasını sağlamak zorundayız. Ana sınıfından itibaren liyakata önem vermeliyiz. Orada görev yapacak öğretmenlerin testlerini yapmalıyız. Çocuk gibi bir konuda, çocukları yanlış ellere teslim edemeyiz. Bunu değiştirmek, bununla mücadele etmek zorundayız. İzmir’de okul müdürü tarafından istismara uğrayan benim çocuklarım, kahraman kızlarım konuştular. Aileler vazgeçti, biz vazgeçmedik. O köye gittim. Muhtarla, caminin imamıyla, ailelerle konuştum. Çocuklardan birisinin babası ‘Çocuğumu koruyamadım’ diye intihar etti, onu yeniden hayata çevirdik. Sonra ben bir trafik kazası geçirdim. Ama öldürmeyen acı güçlendirir. Evet, arabamın freni tutmadı ama iyi ki ben o kazayı yaşadım. Çünkü ayağa kalktığımda başka bir Saadet’in varlığını hissettim. Bütün siyasi partilere, danışmanlara yazdım. Belediye başkanının birisine gittim, bana dedi ki ‘Erkek çocuklarına yapılıyor, alış’. Başka bir belediye başkanının yardımcısına gitim o da dedi ki, ‘İş mi istiyorsun?’ ‘Ben bu çocuklar için avukat istiyorum’ dedim. O dönem baroya gittim ilgilenmediler, sonra basına yansıyınca uğraştılar” dedi.
‘ATAKUM GİBİ AİLE BİRLİĞİNE ÖNEM VEREN BELEDİYELERE İHTİYAÇ VAR’
Atakum Belediyesi’nin çocuk haklarına karşı gösterdiği hassasiyete dikkat çeken Özkan, “İşte yerel yönetimlerin önemi. Böyle kıymetli, aile birliğine önem veren belediyelere ihtiyaç var. Biz hiçbir siyasi parti gütmeden iyi insanları bulmak zorundayız. Bulmazsak, elimizden gidecek. O dönemde bana cevap veren tek kişi, mücadele arkadaşım Yücel Ceylan’dı. Zannetti ki sorun sadece yoksulluk ama anladı ki aslında sorun çocuk istismarı. Yıllarca davayı beraber takip ettik, sonra UCİM’i kurduk. 50 bin kişiyi geçtik. Herkes yerelde kalacağız zannetti ama kalmadık. Biz ülkenin her yerinde örgütleniyoruz. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci kurtuluş savaşıdır. Bu yolda son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Çünkü biz bir ölür, bin diriliriz. Kaybetmekten korkanlar değil, mücadele edenler kazanırlar. Bulunduğunuz yerden kalkın, sesinizi çıkarın. Sizi küçümsemelerine asla izin vermeyin. İstismarcı 621 yıl ceza aldı ama 30 çocuğa ve 30 geleceğe dokundu. Ancak beraatler ve yargıyı ihtisaslaştırmamak çok büyük bir ihanet. Hep birlikte mücadele etmeliyiz. Ben, burada olan herkesin bir şeyi değiştireceğine inanıyorum. Biz 250 bin üniversite öğrencisine konuştuk, milyonlarca insana ulaştık. Siz de her şeyi değiştirecek milyonlarca insandan birisiniz ve ben varlığınıza müteşekkirim. Mücadeleye hep birlikte devam edeceğiz” diye konuştu.
‘YARGININ ÇÖZEBİLECEĞİ BİR KONU DEĞİL’
UCİM Samsun Şube Sorumlusu Av. Lemi Keleş, “Çocuk istismarları davalarında verilen cezaları gördükçe ‘Bir hayat mahvetmenin bedeli bu mudur?’ diyoruz. Artık anlıyoruz ki bu kesinlikle yargının çözebileceği bir sorun değil. Bu tamamen bilimsel ve multidisipliner olarak kamu kurumları ile toplumun birlikte mücadele etmesi gereken bir konu. Atakum Belediyesi gibi yerel idarelerin, meslek grupları ve gönüllülerin katısıyla benzeri olmayan bir oluşum meydana geldi. Bu oluşumun Samsun’da bir temsilciliğini açmak hepimize onur verdi” diye konuştu. UCİM Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan ise derneğin kuruluş süreci ve çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdiği konuşmasında “Bu kıymetli daveti için Gülay Deveci hanımefendiye ve eşi Belediye Başkanımız Cemil Deveci’ye sonsuz teşekkür ediyoruz” dedi.
‘SADECE BİR TAKIM YAPTIRIMLARLA SONUÇ ELDE EDEMEZSİNİZ’
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) çocuğun cinsel istismarına yönelik hükümleri, ceza yaptırımlarına ilişkin ayrıntılı bilgiler veren Av. Gülay Deveci, “Çocukların yalnızca çocuk olmalarından kaynaklı hakları var. TCK’da çocuğun cinsel istismarına yönelik önemli hükümler bulunuyor. Tabii istismar yalnızca cinsel olarak değil; psikolojik, fiziksel veya ebeveynlerin çocuğu terbiye ederken sınırı aşması da istismar. Çocuğun cinsel istismarıyla ilgili TCK’da 103.,104. ve 105. ile 226. ve 227. maddelerde hükümler yer alıyor. Asıl önemli olan 103. madde. Bu maddede cinsel istismar ve çeşitleri tanımlanıyor. Bu maddeler TCK’da yer almış ama çocukları yeterince koruyabiliyor mu? Buna bakmak lazım. Maalesef koruyamıyor. Biraz önce hem Saadet öğretmenin hem de Tuncay beyin anlattıklarından yola çıkarak, sadece TCK’da birtakım yaptırımlar düzenlenmesi yeterli mi? Kaldı ki 2014 yılından sonra bu yaptırımlarda önemli miktarda artırım da yapıldı ama buna rağmen herhangi bir eksilme söz konusu değil. Örneğin 2014 yılından 2017’ye geldiğinizde cinsel istismar vakalarında yüzde 69 oranında artış görülmüş. Ağırlıklı olarak kız çocukları olmak üzere erkek çocukları da cinsel istismara veya cinsel tacize uğramışlar. Bu şunu gösteriyor, sadece birtakım yaptırımlarla bunları artırarak herhangi bir sonuç elde edemezsiniz. Toplumu topyekün olarak dönüştürmek, o bilinci ve inancı yerleştirmek gerekiyor. Fail yaptığı davranışın sonucunda ağır bir ceza alacağını düşünerek bu davranışı gerçekleştiriyorsa biz toplumun bilincine bunu yerleştirememişiz demektir. Hatırlayın, önceki ceza kanununda tecavüze uğrayan kızların tecavüz eden kişiyle evlenmeyi kabul etmesi halinde ceza geri bıraklıyordu. Eğer evliliği belli bir süreden önce kendi kusuruyla sonlandırılırsa o cezayı kaldığı yerden çekiyordu. Böyle toplumsal bilincin olduğu yerde elbette ki cinsel taciz, cinsel istismar olaylarının yok olmasından bahsedemezdik. 2005’te yürürlüğe giren ceza kanunuyla tecavüz eden kişinin evlenme durumunda cezasının geri bırakılmasını kaldırdı. Ama geldiğimiz noktada görüyoruz ki torba yasalarla, verilen cezaların hafifletilmesi veya arkasından dolandırılması yoluna gidiyor. Her defasında kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşlarının ses çıkarmaları, örgütlenmeleriyle geriye çekiliyor” ifadelerini kullandı.
‘ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNE RAĞMEN EKSİKLER VAR’
Türkiye’de 42 ilde 45 Çocuk İzlem Merkezi bulunduğunu kaydeden Av. Gülay Deveci, “Bu merkezlerin açılma sebebi, istismara uğrayan çocuğun defalarca örselenmemesi adına; psikologlar, adliyeden gelen uzmanlar, eğitimcilerin takip ettiği bir ortamda ses ve görüntü kaydı alınarak bir kere ifade verilmesiydi. Fakat bakıyorsunuz ‘Eksik bırakılan hususlar var’ diyerek çocuk mahkemeye getiriliyor ve yeniden ifade veriyor. Bu çok yanlış. Çocuk İzlem Merkezi’nde görev yapan arkadaşlarımın çok daha bilinçli olması gerekiyor. Bu konuda en önemli nokta çocuğun örselenmemesi. Biraz önce Saadet öğretmen anlatırken tüylerim diken diken oldu. İnsan kendi çocukluğuna dönüp ‘Böyle bir şey yaşadım mı?’ diye soruyor. Çok şükür böyle bir travmam yok. Çünkü Saadet öğretmenin anlattıklarını da dinledikten sonra bu tip istismara uğrayan bireylerin ileriki hayatlarında yaşadıkları travma Ceren’in katilinin söylediği söz gibi etkili. Çünkü bu istismar bir kere değil, devam ettiği için o kişinin gelişimini, ruhsal sağlığını, aile hayatını, kendi yetiştirdiği çocuklarını ve toplumu etkiliyor doğal olarak. Sonra karşımıza Ceren Özdemir’in katili olarak çıkıyor” diye konuştu.
‘ÇOCUĞUN TEPKİLERİNİ YAŞA GÖRE TAKİP ETMEK GEREKİYOR’
Dinleyiciler için cinsel istismarın tanımını yapan Psikolog Aile Danışmanı Gamze Sırmalı Karabulut, “Bir yetişkinin cinsel doyum sağlama amacıyla çocuğa yaklaşması ve onu kullanmasıdır. Dokunma, cinsel içerikli konuşma, teşhircilik ve röntgencilik de cinsel istismar kapsamına girer. Çocuklar istismarı anlatmaktan çeşitli sebeplerle utanabilir. Bu noktada yaşlara göre gösterdikleri tepkileri takip etmek gerekir. Bir çocuğun çizdiği resimden dahi çok fazla mesaj alabiliriz” diye konuştu. Ergenlik döneminde cinsel gelişim ve akran istismarı konu başlığında bilgiler veren Psikolojik Danışman Büşra Bayraktar, “Ülkemizde çok ciddi bir açık var. Bu açık başka toplumlarda da var. Ama bizim ülkemizde ne yazık ki ‘Mahremiyet eğitimi’ dediğimiz kısım tam kelime anlamı bilinmediği için ‘Ayıp’ kısmından geliyor. Ayıp ne? ‘Ayıp’ denilince aklımıza ne geliyor? Gençlere ayıp kavramını soruyorum. Kimisi, ‘bacak bacak üstüne atmak’ diyor, kimisi ‘büyüğüne saygısızca davranmak’ veya ‘kahkaha atmak’ diyor. Herhangi bir şekilde istismardan bahseden veya ahlaki boyutta bir kavramdan bahseden yok. Ayıp kısmı kavramsal olarak oturmamış. Diğer tarafta ayıbın diğer anlamı var ki o da cinsellik. Aileler cinselliği bilmiyorlar, çocuklarıyla cinselliği konuşamıyorlar. Pek çok kadın ve erkek kendi cinselliklerinden de bihaber” şeklinde konuştu.
‘ÇOCUK DOSTU KENTLERİ İYİ ANLAMAK GEREKİYOR’
Yerel yönetimlerin çocuklara yönelik çalışmalarının öneminin altını çizen Atakum Belediye Başkan Yardımcısı Şeref Aydın, “Çocuk dostu kentler kavramını iyi anlamak gerekiyor. Eğer onlara sağlıklı bir ortam sağlanırsa, çocuklar hayalleri ve hayal güçleriyle kendi dünyalarını oluşturabilirler. Çocuk dostu kentlerin oluşturulabilmesi için en büyük sorumluluk yerel yönetimlere düşüyor. Atakum Çocuk Meclisi kurulduktan sonra Kent Konseyi Kadın ve Gençlik meclisleri bünyesinde çocuk komisyonları oluşturup çalışmaya başlayacağız. Kentte çocukların yararlanabileceği alanları belieyeceğiz ve Atakum’daki çocukların yaş ve eğitim gibi bilgilerini içeren bir envanter oluşturacağız. Başkanımız bunun bütçesini bize sağladı. Kentte çocuk haklarını hakim kılmak için öncelikle kent kültürünü yerleştireceğiz” ifadelerini kullandı. Panelin bitiminde Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci ve UCİM Başkanı Saadet Özkan, panelistlere plaket ve Onur Anıtı biblosu hediye etti.
CEREN ÖZDEMİR’İN ANISI
DANS ATÖLYESİNDE YAŞAYACAK
Atakum Belediyesi Kültür ve Eğlence Merkezi’nde hizmet vermeye başlayan Ceren Özdemir Dans Atölyesi’nin açılış kurdelesi; Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, eşi Av. Gülay Deveci, Atakum Belediyesi Meclis üyesi Dilek Çınar, UCİM Başkanı Saadet Özkan, UCİM Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan ve Eğitimci Aylin Tat tarafından kesildi. Atölye açılışında konuşan Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, “Ceren Özdemir’i kaybeden toplum, onun adını yaşatan buna benzer salonlar açar. Övünülmesi mi, yas mı tutulması ya da özür mü dilenmesi gerekir bu toplumda, bilemiyorum. Dileriz, onun sanata olan sevgisini, onun sanata olan bağlılığını burada yaşatırsınız ve içinizdeki pozitif enerji ile aranızdan başka Cerenlerin ayrılmasına izin vermezsiniz“ dedi. Dans atölyesinin tıpkı Ceren Özdemir gibi yeni dansçılar yetiştireceğini ve onların hayatını değiştireceğini ifade eden UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan, “Eğer Ceren yaşasaydı belki burada parmak izleri, hayalleri olacaktı. Eminim bu kente çok güzel duygular katacaktı. Aramızda caniler, katiller kol geziyor ama bizler hep birlikte onları ayrık otu gibi içimizden temizlemeliyiz. Görevimizi yerine getirmeli ve toplumsal reform sağlamalıyız. Ceren şu an aramızda yok ama burada dans edenlerin mutluluğu Ceren’e bir enerji olarak yansıyacak. Çok fazla da dua O’na gidecek. O bir şeyleri değiştirecek, burası da O’nun gibiler için çok şey değiştirecek. Ölümlerin önüne geçebiliriz ve dünyayı değiştirebiliriz. Kaybetmekten korkanlar değil, mücadele edenler kazanırlar. Burası da birilerinin kalbinin mücadelesi olacak” dedi.