İl Başkanı. Kadem Mete: Sevgili Muğlalılar, Hep birlikte çok büyük bir felaket atlattık. Öncelikle hepimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Bildiğimiz üzere, 29 Temmuz 2021 Perşembe Günü Marmaris, Köyceğiz, Milas ve Bodrum ilçelerimizde eş zamanlı yangınlar başlamış, daha sonra Fethiye, Seydikemer, Kavaklıdere ve Menteşe’de de çıkmış ve bu yangınlar 10 Ağustos tarihine kadar devam etmiştir.
Bu zorlu süreçte devletimizin tüm kurumları seferber olmuş, gencimizden yaşlımıza pek çok vatandaşımız canı pahasına yangınla mücadele etmiştir.
Yangın sahalarında kahramanca mücadele eden tüm vatandaşlarımıza minnetlerimi sunuyor, yangın söndürme çalışmalarında can veren tüm kahramanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Bunun yanında başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat Oktay, İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli, Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum, Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy, Adalet Bakanımız Sayın Abdülhamit Gül, Ulaştırma Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Fatih Dönmez, Grup Başkan Vekilimiz Sayın Cahit Özkan, Genel Başkan Vekilimiz Sayın Binali YILDIRIM, Genel Başkan Yardımcılarımız Sayın Erkan Kandemir, Sayın Çiğdem Karaaslan, MKYK Üyelerimiz Sayın Fatma Betül Sayan Kaya, Sayın Öznur Çalık, Sayın Ahmet Sami Ceylan, Sayın Lütfiye Selva Çam, Genel Merkez Kadın Kolları Başkanımız Sayın Ayşe Keşir ve Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanımız Sayın Eyüp Kadir İnan ve ülkemizin değişik illerinden gelerek bu zor günümüzde bizleri yalnız bırakmayan kırka yakın milletvekilimize Muğlalı hemşehrilerimiz adına şükranlarımı sunuyorum.
Teşkilat olarak bizler, bakanlarımız, milletvekillerimiz, il ve ilçe teşkilatlarımız, gençlerimiz, kadınlarımız olarak bu süreçte her gün yangın sahalarındaydık. Hükümetimizin olağanüstü çabasıyla, milletimizin birlik içinde mücadelesiyle, 12 Ağustos’ta tüm yangınları kontrol altına aldık, havadan ve karadan soğutma çalışmalarını başlattık.
Bu yangınlarla mücadelede Orman Teşkilatımızın yanı sıra Büyükşehir ve tüm ilçe belediyelerimizin de ciddi katkıları olmuştur. Bu vesile ile görev alan tüm belediye görevlilerimize de teşekkür etmek istiyorum.
Hükümetimiz daha ilk günden itibaren üzerine düşeni en iyi şekilde yaptı. Takviye hava ve kara araçlarını temin etti, Zarar Tespit Komisyonları’nı devreye soktu, bu komisyonlar Valilerin riyasetinde çalışmalarını hızla başlattı.
Bu sırada yangınların çıkış sebebine ilişkin çok çeşitli iddialar ortaya atıldı. Hava sıcaklıklarının kırk derecenin üzerine çıkması, nem oranının düşmesi gibi nedenlerin bu yangınlara sebep olması ihtimalinin yanı sıra bu yangınların terör örgütlerinin işi olabileceği konuşuldu. Hükümetimiz, yangınların çıkış anından itibaren bütün ihtimaller üzerinde durdu. Polis Teşkilatımız bütün araştırmalarını yaptı, yapmaya da devam ediyor. Bunun sonucunda alınan istihbaratlar, yürüyen soruşturmalar ve gözaltına alma gibi durumlar olsa da şu an için söylenecek tek söz, bu yangınlarda hayatını kaybeden vatandaşlarımızdan yanan ormanlarımıza ve telef olan hayvanlarımıza kadar yitirdiğimiz her bir canın hesabını mutlaka soracağız.
Helikopter ve uçak sayısı tartışma konusu oldu. Birkaç işgüzar, gökyüzünü videoya çekip “Nerede, hani helikopter?” şeklinde halkı galeyana getirme yolunda açıklamalar yaparken hemen yakınlarından geçen söndürme uçaklarının ve helikopterlerin gürültüsü videoyu izleyenlerce duyuldu, görüntülerineyse başka kameralar vasıtasıyla şahit olundu.
Şu iyi bilinmelidir ki yangın söndürmede kullanılan kara ve hava aracı sayımız yetersiz değildi. Manavgat’ta başlayan yangınların eş zamanlı olarak ilimizde de baş göstermesi nedeniyle mevcut hava araçlarının aynı anda her yere müdahalesi mümkün olamadı, hava koşulları nedeniyle de yangınların bir anda geniş alanlara yayılması, söndürme koşullarını iyice zorlaştırdı. Fakat hava aracı takviyeleri, denizden ve karadan müdahalelerle, yangınlara mümkün olan en kısa sürelerde müdahale edildi.
Tabii muhalefet bu sırada hiç boş durmadı ve vatandaş üzerinde “Yanan bölgeler tekrar ağaçlandırılmayacak, imara açılacak,” algısı oluşturmaya çalıştı. Bunların bu söylemleri tamamen yalandır. Anayasa’nın 169. maddesi açık ve nettir. Buna göre yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, orada bir yapılanmaya gidilemez. Ayrıca bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık da yapılamaz. Halkımızın gönlü ferah olsun. Biz bu bölgelerde hızla ağaçlandırma çalışmalarına başlayacağız.
Bir diğer algı operasyonu, THK uçaklarının neden kullanılmadığı, hükümetin bu uçakların bakımlarını neden yapmadığı yönündeydi. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki THK bir devlet kurumu değildir. THK’nın elindeki uçaklara yönelik tartışma yeni bir tartışma hiç değildir. Bundan birkaç yıl önce kurumun elindeki uçakların yetersiz olduğunu, Türk Hava Kurumu’nun mezarlığa döndüğünü ve mevcut yapısıyla bir yere varılmayacağını Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan dile getirmişti. Buna rağmen THK yetkilileri, gerekli adımları atmadığı gibi çalışır durumdaki uçakların bakımını yaptırmayarak hepsini çürümeye terk etti. THK 1985’den itibaren Orman İdaresi’ne yangın söndürme hizmeti vermiştir. Yani tedarikçi bir kurum olarak hizmet vermiş ve bunun karşılığında ciddi bedelleri Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan almıştır. Buna rağmen filosunu genişletmemiş, mevcut uçaklarını modernize etmemiştir. Uçakların bakımını yaptırmayan, kurumun eski yöneticileridir. Kurumun finansal sıkıntısı nedeniyle bakım ve onarım ihtiyacı giderilmediği için uçaklar uçuşa elverişli değildir. Kurumun içine düştüğü durumu kara propagandayla hükümete yöneltme çabalarını hayretle izliyoruz.
Bu süreçte maalesef sosyal medyada pek çok yalan haber dolaştı fakat aziz milletimiz bu kirli oyunlara şükürler olsun ki inanmadı. Bu bağlamda yüce milletimize bir kez daha minnetlerimi sunuyorum.
Ciğerlerimizin yandığı bu süreçte millet olarak çok üzüldük, fakat devletimizin gücüyle milletimizin bu denli birlikte hareket ettiğini görmek bizleri çok gururlandırdı.
Tüm yaraları sarmak adına hükümetimizin çalışmalarına hızla devam ettiğini tüm vatandaşlarımızın bilmesini ve gönüllerinin rahat olmasını yürekten temenni ediyorum.
Tüm bu duygu ve düşünceler içinde, tekrar böyle bir afeti yaşamamayı Rabbimden niyaz ediyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selâmlıyorum.