Türkiye’nin birikmiş siyasi, sosyal, hukuki, demokratik ve ekonomik sorunları var. Bu sorunları hem yaşıyoruz hem de uluslararası kurum ve kuruluşların yaptığı çalışmalardan anlıyoruz.
Önlem alırsak, rasyonel politikalar uygularsak, bu sorunlardan bazıları kısa ve orta dönemde, bazıları daha uzun dönemde çözülür.
Önümüzde çözülmesi zor olan ve Türkiye’nin geleceğini ipotek altına alacak en büyük iki sorunu var; Birisi eksen kayması, yani Türkiye’nin batıdan uzaklaşıp, Rusya, Çin eksenindeki diktatörler kulübüne katılması, diğeri de mülteci sorunudur.
Mülteci sorunu Türkiye için beka sorunudur. Akla zarar bir sorundur. Toplumun kabul etmediği bir sorundur. Buna rağmen Hükümetin direnmesine akıl- sır ermiyor.
Alman Başbakanla ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘’ Lübnan’dan gelen sığınmacılara da kapımız açıktır ‘’ dedi.
Oysaki, bugüne kadar yapılan tüm anketlerde, AK parti seçmeni dahil, halk sığınmacı istemiyor.
Consensus son araştırma anketine göre; “Türkiye artık sığınmacı kabul etmesin” düşüncesine;
- Halkın yüzde 67,7’si evet dedi,
- Yüzde 23,2’si de kısmen katılıyorum, dedi.
- Katılmıyorum diyenlerin oranı ise yüzde 9,1 oldu.
2021 KHÜ Türkiye eğilimleri anketine göre;
- Halkın yüzde 79’ü‘’Suriyeliler işsizliğe neden oldu’’
- Yüzde 71,5’i‘’Suriyeliler Suç eğilimlidir‘’ diyor.
- Yüzde 71,6’sı ‘’Milli Kimliğimize zarar verdiler’’
Ne kadar olduğu bilinmeyen sığınmacılar içinde, ayrıca da kimin ne olduğu da bilinmiyor. Ekonomik ve sosyal yapıyı tahrip ettiler.
Halk yoksullaştı. Türkiye AB’ den 6-7 milyar dolar aldı. AB sayıştayı bu paranın doğru yolda kullanılmadığını söylüyor. (Reuters Haberi). Hükümet ise 40 milyar dolardan fazla harcama yapıldığını açıklamıştı. Türkiye de bu nedenle fert başına gelir seviyesi düştü.
2023 fert başına gelir 12849 dolardır. Bu hesap 85,5 milyon nüfusumuza göre yapılmıştır. 10 milyon mülteciyi katarsak, fert başına gelir 11 500 dolara geriliyor.
İşsizliği artırdılar. Sığınmacılar ucuz kaçak işgücü olarak, işsizliği artırdılar ve reel ücret seviyesini düşürdüler.
Sosyal sorunlar arttı. Suriyeliler Kendi aralarında husumeti Türkiye ye de taşıdılar. Yine sık sık Suriyelilerin çete oluşturdukları ve gasp yaptıkları haberlerini de okuyoruz. Basında her gün Suriyelilerle ilgili suç haberleri var. Güney doğu illerindeki Suriyeliler sınırdan kaçakçılık yapıyorlar.
Milli Kimliğimize zarar verdiler. Türkiye’de otokrasi tırmandıkça, bağımsız yargı tahrip oldukça, halkımız beyin göçü olarak veya doğrudan yurt dışına gidiyor. Ayrıca nüfus artış hızımız yavaşladı. Sığınmacılarda ise doğurganlık oranı çok yüksektir. Türkiye’nin nüfus yapısı bozuluyor. Milli Kimliğimiz ve kültürümüz tahrip ediliyor.
Vize sorunu oluştu. Suriyeli kaçaklar önce Türkiye’den vatandaşlık aldı. Sonra AB’den vize aldı. Ama geri dönmediler. AB bu nedenle vizeleri zorlaştırdı. Halkımız artık vize alamıyor.
Halka rağmen Siyasi iktidarın 10 milyonu aşkın düzensiz mülteciyi neden beslediğini anlayan yoktur. Eğer insanlıksa bu nedenle yoksul, işsiz ve aç kalanlarımız insan değil mi?
Sonuç olarak; Hükümetin halka rağmen sınırları açıp, isteyen gelsin demek hakkı yoktur. Sığınmacılar için referandum yapılmalıdır.
Yayınlama 22 Ekim 2024
Yayın Köşe Yazıları, Son Köşe Yazıları, vitrin, vitrin2, Yeni Çağ