DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 15 Şubat Perşembe günü
Flash Haber TV’de Orhan Uğuroğlu ile Adalet ve Demokrasi programında gündemi değerlendirdi. Programda Erzincan İliç’te yaşanan maden faciasına, Türkiye’nin dış ilişkilerine, büyüyen şiddet kültürüne değinen Ali Babacan’ın konuşmasından başlıklar şu şekilde:
“Sisi’yle ilişkileri niye bozdun, bugün niye düzeltiyorsun?”
“Sayın Erdoğan’a soruyorum: Sisi’yle ilişkileri niye bozdun, bugün niye düzeltiyorsun? Siz bugüne kadar bir açıklama duydunuz mu? Bir sebep açıkladı mı? ‘Sisi’nin şu şu hataları vardı, onun için ben ilişkileri bozdum, ona zalim dedim, ama sonra Sisi hatalarından döndü, artık doğru işler yapıyor, onun için ben ilişkileri düzeltiyorum.’ Böyle bir şey duydunuz mu? Niye zalim diyorsun, niye şimdi kardeşim diyorsun? Sebep ne?”
“Veliaht Prensi kucakladı, ‘Kardeşim’ dedi, ‘bana para ver’ dedi”
“Hatırlayalım: Katil dedi, değil mi, Veliaht Prens’e? Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi’ne, İstanbul’daki gazetecinin öldürülmesi olayından sonra katil dedi. ‘Dosyasını istiyorlar, vermem’ dedi. ‘Vereyim de dosyayı yok mu etsinler?’ dedi. Sonra ne oldu? Ayağına gitti yine. Veliaht Prensi kucakladı, ‘Kardeşim’ dedi, ‘bana para ver’ dedi. Kredi istedi, borç istedi.”
“Tek bir canı, o madenden çıkan tek bir altınla mukayese edemezsiniz”
“Madenlerde çalışan işçilerimizin canı her şeyden kıymetli. Tek bir canı, o madenden çıkan tek bir altınla mukayese edemezsiniz. Bu birbiriyle mukayese edilemeyecek bir değerdir. Dolayısıyla, madencilik önemli ama can sağlığı ve güvenliği konusunda, iş sağlığı ve güvenliği konusunda asla taviz verilmemesi lazım. Ve bu konuda daha önce yapılan bütün çalışmalarda pek çok madende eksiklikler ortaya çıktı. Çok insanımızı kaybettik.”
“Türkiye’de madenlerle alakalı tüm izinler, tüm ruhsatlar Külliye’de veriliyor”
“Şunu da unutmayalım ki, Türkiye’de madenlerle alakalı tüm izinler, tüm ruhsatlar, bir izin veya izin yenileme; tamamı Cumhurbaşkanlığı’nda, Külliye’de veriliyor bu izinler. Taner Yıldız’ın Enerji Bakanlığı döneminde bu yetki bakanlıktan alındı. O zaman başbakanlığa, daha sonra cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber cumhurbaşkanlığına alındı. Yani Türkiye’de madenle ilgili bir işiniz varsa,Külliye’de birilerini bilmek, birilerini tanımak zorundasınız.”
“Dünya âlem biliyor ki bu ülkede enflasyon çok daha yüksek”
“Emeklilerimizin yoksullaşması, emekli maaşlarınınartık hiçbir şeye yetmemesinin temelinde TÜİK’in açıkladığı gerçek olmayan düşük enflasyon rakamları var. Bu gerçekten çok büyük bir haksızlık. Aynı zamanda emeklinin hakkından çalmak. Çünkü dünya âlem biliyor ki bu ülkede enflasyon çok daha yüksek.”
“Ne kadar borç aldılar bilmiyoruz, karanlık”
“Suudi Arabistan’dan ne kadar borç aldılar karanlık, bilmiyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri’nden ne kadar borç aldılar, bilmiyoruz karanlık. Katar’dan ne kadar borç aldılar, bilmiyoruz karanlık. Rusya’ya doğalgaz borcunu ödemeyi ertelediklerini duyuyoruz. Ne kadarlık doğalgaz borcu taktılar Rusya’ya bilmiyoruz, karanlık. Bazı ülkelerden mevduat istiyorlar Merkez Bankası’na. Dedim ya, arka kapıdan sürekli satıyorlar. Nerden geliyor o para, dışarıdan geliyor.”
“Emekli maaşı temel ihtiyaç olan barınmaya dahi yetmez hale geldi” “Bir emekli maaşı temel ihtiyaç olan barınmaya dahi yetmez hale geldi. Eğer bir emeklimizin oturduğu ev kendine ait değilse, emekli maaşıyla yaşamak, geçinmek artık mümkün değil. Emekli maaşının içinden kirayı ayırdığınızda,zaten çoğu yerde kirayı bile karşılamıyor; bazı küçük yerleşim merkezlerinde kirayı karşılasa dahi artık temel gıda ihtiyaçlarına imkân kalmıyor.”
“Gizli saklı Merkez Bankası’nın arka kapısından döviz satışı değişmedi”
“Şu anda hâlâ fiyatların da döviz kurunun da bastırıldığı bir dönemdeyiz. Çünkü şu anda hâlâ Merkez Bankası dövize müdahale ediyor. Hâlâ Merkez Bankası’nın arka kapısından döviz satışı yapılıyor. Hani bir zamanlar meşhur 128 milyar dolar nerede sorusu vardı ya, o rakam 400 milyar doları geçti şu anda. Merkez Bankası yönetimi değişti, ekonomi yönetimi değişti, fakat gizli saklı Merkez Bankası’nın arka kapısından döviz satışı değişmedi.”
“Medya ya tehditle ya da teşvikle yönetiliyor”
“Medyaya bakıyoruz, ya tehditle ya da teşvikle yönetiliyor. Devletin sahip olduğu medya kuruluşları da yine öyle. Dolayısıyla demokrasinin olmazsa olmazı özgür ve bağımsız bir medya maalesef Türkiye’de son derece küçük bir alan haline geldi.Medyanın kahir ekseriyeti tamamen hükûmetin korkuyla, baskıyla, ya da teşvikle yönettiği medya haline geldi.”
“Anayasal düzene darbe sadece silahla, topla, tüfekle olmaz”
“Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uyulmaması, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına alt mahkemeler uymayabilir yaklaşımı, ki maalesef Sayın Erdoğan’ın yaklaşımıdır bu, bu aslında anayasal düzene bir darbedir. Çünkü anayasal düzene darbe sadece silahla, topla, tüfekle olmaz, sadece Meclis’i F-16’larla bombalayarak anayasal düzene karşı darbeyapmaya kalkışmazsınız. Aynı meclis çatısı altında eğer hukuksuzluk varsa, aynı meclis çatısı altında anayasa çiğneniyorsa bu da anayasal düzene bir darbedir.”
“Korkunç, düzensiz bir silahlanma var toplumda”
“Korkunç, düzensiz bir silahlanma var toplumda. Her gün haberlere bakıyorsunuz, uzun namlulu silahlarla İstanbul’un ortasında birbiriyle savaşıyorlar. Tabancaları tüfekleri bırakın, el bombası ya, tekel bayisinin önünde el bombası patlatılıyor. Yetmiyor, o el bombasının patladığı dükkânın içinden birisi çıkıyor, tabancayla öbürünü kovalamaya başlıyor. İstanbul’un ortasında oluyor bu ya. Nedir bu Allah aşkına? Seçimlere gidiyoruz, dikkatli olalım, ama bu seçimlerin huzur içerisinde, güvenlik ve emniyet içerisinde yapılması son derece önemli.”
“Sadece kendisine düşman üretmesi gerekiyordu ve düşman üretti”
“O günkü ilişkileri bozmasının arkası boş. Sadece kendisine düşman üretmesi gerekiyordu ve düşman üretti kendisine. Çünkü içeride ancak insanları düşmanlarla korkutarak bir siyaset götürüyor. Kutuplaştırarak götürüyor siyaseti. Doğru düzgün bir başarı üretemeyince, ülkeyi herhangi bir konuda başarıya ulaştıramayınca, vatandaşlara umut üzerinden bir gelecek vadedemeyince, vatandaşlarımızı korkutarak siyaset yapıyor.”
“Son 5 yıldır geliri reel olarak artan, nüfusun sadece %5’i”
“Tüm Türkiye’de son 5 yıldır geliri reel olarak artan, nüfusun sadece %5’i. Nüfusun %95’inin reel geliri düşmüş durumda. Toplam 5 yıllık ekonomide büyüme var diyorlar ya, tabii TÜİK rakamları, o ayrı, ama büyümeden kim istifade etti? Sadece %5. %95 fakirleşti Türkiye’de. Bunların hepsi TÜİK’inverileri. Onun için, durum çok çok kötü.”