Okuyan: “Hareketin antiemperyalist ve sınıf karakteri güçlenmeli”

Okuyan: “Hareketin antiemperyalist ve sınıf karakteri güçlenmeli”

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan İran’da kadınların başlattığı protestolarla ilgili soL TV’deki Bakış programında değerlendirmelerde bulundu. Gökhan Kazbek’in sunduğu programda protestoların ortaya çıkışı ve gidişatı, İran’daki molla rejiminin durumu ve dünyadaki yansımaları konuşuldu.

İran’ın Asya’nın önemli ülkelerinin başında geldiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Okuyan, protestoları sadece kadınların özgürlüğü meselesine sıkıştırmanın bir hata olacağını belirtti. Okuyan, İran’da da ülkemizdeki gibi, halkın yoksulluk, yolsuzluk, zorbalık ve toplumsal adaletsizliğe maruz kaldığını ancak molla iktidarının hafife alınamayacak toplumsal tabanı nedeniyle, bunlara dönük daha önce ortaya çıkan tepkilerin ne yazık ki süreklilik arz etmediğini ifade etti.

“İran halkı ülkemizdeki gibi yoksulluk, yolsuzluk ve baskılara maruz kalıyor”

Buna karşılık bu hareketin ortaya çıkışının arkasındaki birikimin önemine vurgu yapan Okuyan, “Burada bir genç kadının hayatı söz konusu. Ama sadece baş örtü olayına bağlanması bizi tuzağa düşürür. İran’da İslamcı bir rejim var, laiklik tamamen ortadan kaldırıldı zaten, en çok kadınların İslami rejimin acısını çektiğini biliyoruz. Ancak İran muazzam kaynaklara rağmen ciddi bir yoksulluk çekiyor. Yolsuzluk hep gündemde. Emperyalist ülkelerin kuşatmasını, İran’a dönük amborgoları, İran’ı tecrit etme girişimlerini elbette gündeme almalıyız ama sadece buna bağlanamayacak bir olgu var o da şu; İran’ın zenginliklerini örtülü bir şekilde yağmalayan aslında kitaba tam olarak uymayan bir kapitalist sınıf var. Ortada adlı adınca İslami bazı vakıflar üzerinden ülke ekonomisinin önemli kaynakları, devletin elinde olarak gösterilen kaynaklar aslında molla hiyerarşisi içerisinde dağıtılıyor. Çok ciddi toplumsal eşitsizlikler var İran’da.” diyerek zaman zaman bu birikimlerin patlamaya açık olduğunun altını çizdi.

Protestoların İran’daki rejimi sarstığını belirten TKP Genel Sekreteri, şiddetin şiddeti doğurduğunu ve gün geçtikçe daha da militanlaşan bir halk hareketiyle karşılaşıldığını söyledi. İran rejiminin kendi içinde reformlarla, tavizler vererek ayakta duramayacağını ifade eden Okuyan, sistemin halkı baskılamak ve dinsellik üzerine kurulu olduğunu, bu çekildiğinde mollalara dağılmış olan ekonomik kaynakların sorgulanacağını söyledi. Okuyan, iktidarın kadınlardan başlayarak toplum üzerinde uyguladığı baskıyı buna bağladı.

“Hareketin antiemperyalist ve sınıf karakteri güçlenmeli”

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan konuşmasının devamında protestoların gidişatındaki handikaplara değindi. Devam eden eylemliliğin bir öncüsü olmadığını söyleyen Okuyan, hareketin Batı destekçisi ithamından bir an önce kurtulmak zorunda olduğuna ve antiemperyalist bir karakter kazanmasının gerekliliğine vurgu yaptı. İkinci olarak hareketin sınıf karakterinin de güçlenmesi gerektiğini söyleyen Okuyan, işçi sınıfı içinde olmadan İran’daki rejimin değişemeyeceğini belirtti.

Okuyan, molla iktidarının kadınların taleplerini karşılayarak iktidarını sürdüremeyeceğini, taviz veriyormuş gibi görünerek baskıyı daha da artıracağını ya da hareketin kendiliğinden sönümlenmesini bekleyeceklerini düşündüğünü söyledi. Şu aşamada ciddi bir değişiklik beklemediğini de sözlerine ekleyen Okuyan, hareketin renginin sınıfsal ve ideolojik karakterinin olgunlaşması durumunda olumlu yönde hızlıca değişebileceğini de söyledi.

“İran’da ABD yanlısı bir iktidar bölgenin felaketi olur”

Öte yandan İran’da ABD yanlısı bir iktidarın, bölgenin felaketi olacağını söyleyen Okuyan, “Bize düşen, laik, insanların özgür olduğu ama eşit olduğu, sömürünün olmadığı ve bu nedenle yolsuzlukların olmadığı, toplumsal adaletin olduğu bir İran. Bizim beklentimiz budur. İran bunun eşiğine birkaç kez geldi tarihte. Şimdi de toplumsal dinamikler kendi güçleriyle, emekçi halka dayanarak, yurtsever, devrimci bir ideoloji ile bu iktidarı devirmeliler. Diğeri, Batılı emperyalistlerin parmağı ile olacak bir değişim felaket olur.”

İran’a yönelik dünyadaki tepkileri de değerlendiren Okuyan, özellikle dört ülkenin (ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa) İran ile ilgili geçmişinin karanlık olduğunu vurguladı. Bugün ise bu dört ülkenin İran’daki protestolara karşı düşük bir profil sergilediğini söyledi ve hangi hesaplarla bu tavrı sergilediklerini iyi değerlendirmek gerektiğinin altını çizdi.

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz’in sözlerine Okuyan’dan yanıt

Gökhan Kazbek programın devamında EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz’in Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kuruluş toplantısında yaptığı konuşmayla ilgili Okuyan’ın görüşünü sordu. Muhatabının Sosyalist Güç Birliği olduğu düşünülen konuşmayla ilgili Okuyan şu yorumda bulundu:

“Ercüment ile kişisel dostluğumuzun yanı sıra EMEP’le de dostça ilişkiler içerisindeyiz. Ama ne yazık ki konuşmanın bir negatif enerji anlamına geldiğini söylemek zorundayım. Yani anlaşılıyor ki muhatabı biziz ya da Sosyalist Güç Birliği. Eğer değilse, bunu düzeltirler. Ama kimi kastettiğinden bağımsız bir şey söyleyeceğim. Emperyalizm denince ulusların kaderlerini tayin hakkı akla geliyorsa ortada bir sorun var demektir. Ulusların kaderlerini tayin hakkı ayrı bir tartışma konusu olabilir, bu yapılır. Yani dünyada bütün eşitsizliklere olduğu gibi, bütün baskılara olduğu gibi her ulusun üzerindeki baskının, ya da uluslar arasındaki eşitsizliklerin ortadan kalması gerekir. Ama emperyalizm denildiğinde akla NATO, Avrupa Birliği, ABD üsleri, ABD’nin Suriye, Yunanistan ya da Türkiye’deki varlığı akla gelmiyorsa bence sorun var demektir. Bunu özel olarak bir kişiye ilişkin söylemiyorum. Emperyalizm denilince akla ulusların kaderlerini tayin hakkı gelmez. İkincisi Kürt halkının acılarına ya da yaşadığı trajediye, uğradığı haksızlıklara, baskılara dönük bir duyarsızlık olduğunu düşünüyorsa, şimdiye kadar birçok kez oturup sohbet ettik, o sohbetlere devam etmemiz gerekir. Türkiye’de aklı başında olan hiçkimse, hele bir devrimci Kürt halkına gözünü kapayamaz. Ama öte yandan kimlik siyasetiyle her sorunun üstüne konan bir Kürt kimliğiyle, ‘Kürt sorunu çözülünce diğer sorunlar çözülür’ diyen bir anlayışla da herhangi bir çözüm mümkün değil. Bizim parti olarak Kürt emekçisine nasıl yaklaştığımızı, Türkiye’de nasıl kardeşçe yaşanacak birlikte, Türkiye’yi güçlendirecek ve ayağa kaldıracak eşitlik içerisinde, nasıl bir projeye sahip olduğumuzu aslında biliyor Ercüment.”

Programın devamında Kemal Okuyan, HDP’nin çağrısıyla kurulan ittifak ile bir görüşme olup olmayacağı sorusunu da yanıtladı.

About Post Author