ÇEKÜL’den 5 Haziran Dünya Çevre Günü öncesi önemli hatırlatma
Orman yangınları, geçen yaz yaşanan en büyük doğal afetlerden biriydi. ÇEKÜL Vakfı, yaz aylarına girdiğimiz şu günlerde, yaşanması olası orman yangınlarının önüne geçilmesi için tüm kişi ve kurumların gerekli önlemlerin alınması için seferber olmaya davet etti. ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve İÜ Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Botaniği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ünal Akkemik’in danışmanlığında hazırlanan bilgilerde yangın öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenlere dikkat çekildi.
Geçtiğimiz yaz aylarında yaşanan ve orman varlığımızda büyük kayıplara yol açan yangınlar, hem insan etkisi hem de iklim değişikliği nedeniyle gündemimizin üst sıralarında yer almayı sürdürüyor. ÇEKÜL Vakfı, afet sürecinde tüm iletişim kanallarını kullanarak, doğru ve bilimsel bilginin kamuoyuna ulaşması gerektiğine dikkat çekmiş, uzmanlar tarafından hazırlanan bilgileri geniş kesimlere ulaştırmaya çalışmıştı. 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle bir kez daha dikkatleri orman yangınlarına çeken ÇEKÜL Vakfı, olası yangınların önüne geçilmesi için, geç kalmadan acil önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayan bir bildiri yayınladı. Bildiride yasal mevzuata; personel, ekipman ve eğitim ihtiyaçlarına; yaz aylarında artan sıcaklıkların ve insan popülasyonunun yangınlara etkisine kadar pek çok önemli başlığa yer verildi.
Türkiye Ormanlarının Yüzde 65’i Yangın Riskiyle Karşı Karşıya
Canlı ve dinamik bir ekosistem olan orman, pek azımızın yakından tanıdığı bir varlık. Ülkemizin orman varlığı, Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre 23,1milyon hektar. Yani ülke topraklarının yüzde 29,2’sini ormanlar oluşturuyor. Bu ormanların da 5,2 milyon hektar (toplam orman alanının yüzde 22,7’si) kadarını kızılçam ağacı kaplıyor. Kızılçam da dâhil olmak üzere, günümüzde ormanların yaklaşık yüzde 65’i yangın riskiyle karşı karşıyadır.
Yangın Öncesi/Sırası/Sonrası Hakkında
Orman yangınları Akdeniz Havzasındaki özellikle kızılçam, sahil çamı ve halep çamı gibi çam türlerinden oluşan ormanlarda kaçınılmaz bir doğa olayıdır. Bu nedenle yangın öncesinde, yangın sırasında ve yangın sonrasında yapılacaklar önemlidir. Yangın öncesinde; tüm yasal mevzuatta, doğal ormanların korunmasına öncelik vermeli, kasıtlı yangınların çıkmasını en aza indirecek şekilde caydırıcı hükümler içermelidir. Personel ve ekipmanlar ile eğitimler yapılarak yangına hazır olunmalıdır. Yangın sırasında; başta uçaklar olmak üzere tüm teknolojik olanaklardan ve insan gücünden yararlanılmalıdır ve yangın söndürme ihale usulleriyle değil devletin olanaklarıyla yapılmalıdır. Yangın sonrasında;yanan sahalar tekniğine uygun bir şekilde yeniden ormanlaştırılmalıdır.
Plansız Ağaçlandırma Bilimsel Değildir
Ormancılık; ekosistem yönetimidir. Ekolojik, biyolojik, ekonomi ve politik bilimlerin bileşkesinden oluşur. Dolayısıyla plansız ağaç dikimi, bilimsel bir yaklaşım değildir. Yangın geçiren kızılçam alanlarında hemen fidan dikilmemelidir. Yapılan bilimsel çalışmalar otsu flora ve maki elemanlarının da yangından birkaç sonra sahaya gelmeye başladığını göstermiştir. O nedenle öncelikli olarak ekolojik restorasyonun doğal yollarla başlaması ve devamında da tamamlama yapılması gereklidir.
Orman Yangınlarında Belirgin Artışın Nedeni İnsan Etkisi
Orman yangınları, milyonlarca yıldan bu yana devam eden bir doğa olayıdır. İnsan faktörü devreye girince yangınların sayısı ve sıklığında belirgin bir artış olmuştur. Yaz aylarında sıcaklık 35-40°C sınırını aştığında ve nispi nem yüzde 30’un altına düştüğünde ormanın daha yanıcı hale geldiği biliniyor. Ancak bir hatırlatma: Resmi rakamlar 10 yangının 9’unun insan kaynaklı olduğunu gösteriyor.
Yangınlar Azaltılabilir