PROF. DR. AHMET ÖZER’DEN ORTA ASYA GEZİSİ

Kazakistan, Almata’ya yaptığımız gezi, gözlem ve araştırmalardan bahsetmek istiyorum. İnanıyorum ki vakıf olduğunuzda ilk etapta siz de gitmek isteyeceksiniz

2019 yılının Ağustos ayında (Kazakistan) Almata’ya geldik.  En başta Kazakistan’da Petrol ve Gaz’ın mareşalı olarak anılan, petrol denildiğinde akla gelen bilim insanı, Orta Asya’da petrol biliminin babası olarak tanınan ünlü akademisyen Prof. Dr. Nadır Nadırov olmak üzere, Kazakistan Kürt Topluluğu başkanı çok değerli bilim insanı Prof. Dr. Kinyas İbrahim Mirzoyev, Çekya bankası Siyosu Narin Nadirov’a, Kazakistan’ın büyük iş adamlarından Azime Şemo, Nadirov’un oğlu beyin cerrahı Dr. Bari Nadırov, Mehemedı Mecit, Şirine Ali, Doç. Dr Casim Osmanov, Welat, Refik, Azimin kardeşleri Ilgar, Mecit ve diğer dost ve akrabalar karşıladı bizi. Akrabamız Azime Şemo evinde bizi ağırladı. Onlarla buluşmak benim için unutulmayacak tarihi bir andı. Kazakistan’da her alanda adımızı ve itibarımızı yükselten bu değerli dost ve akrabalarıma teşekkür ediyorum.

Prof. Nadir Nadirov

Sonraki gün, Prof Nadır Nadırov’u Bilim Akademisindeki makamında ziyaret ettik. Nadırov çokça nişan ve ödülün sahibi bir bilim insanı. Bu akademinin ömür boyu daimi ve birinci başkan yardımcısı seçilmiş.  Nadırov petrol ve gaz biliminin Lomonosof’u olarak tanınıyor. 30 civarında kitabı, 1100 makale, bildiri ve çalışmasının yanında 200 civarında patenti bulunuyor. Kendisi hakkında çokça kitap da yazılmıştır. Ben de Altın Kalem” ödülü almış olan “Köklere Yolculuk”  kitabımda kendisinden bahsediyorum.  Nadırov büyük bir insan ve eşine az rastlanır bir değer. Kazakistan devleti ve Kazak halkı da ona hakettiği saygıyı gösteriyor ve değer veriyor. O yaptıklarıyla, eserleriyle daha şimdiden ismi daima yaşıyacak olan ölümsüzler galerisinde yerini almıştır. Kendisine daha uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum.

Prof Kinyas İbrahim Mirzoyev

Ertesi gün, Kazakistan Kürt Birliği Başkanı değerli bilim insanı, tanınan akademisyen Prof. Dr. Kinyas İbrahim Mirzoyev’i ziyaret ettik. Kazakistanda bütün etnisitelerin resmen temsil edildiği Halklar Asamblesi var. Onlardan biri de Kürtler ve Prof. Mirzoyev de onların başkanı. Aynı zamanda kendisi Abay Üniversitesinde Doğu Dilleri öğretim üyesidir. Asamblenin olduğu Dom Durujbi (Malan Gelan) binasında Sovyetler Birliğinin dağılma kararı Gorbaçov’un başkanlığında toplanan heyet tarafından alınmış.

Kazakistan’ı Tepeden Seyretmek, Ayrı Bir Dünya Demek

Narin ve Bari Nadirovlar

Narin Nadırova ve kıymetli eşi beyin cerrahı Dr Bari Nadırov’a bizi Almata’nın doğa ile adeta bütünleşmiş Çimbulak denilen güzide mekânında ağırladı.

Burası yaklaşık 5 bin metre yüksekteki Alatau Dağlarının eteklerinde, zirveye teleferikle eşsiz bir manzara eşliğinde çıkılan bir yer. Grülmeye değer bir doğa harikası.. Orda kolumda dev bir kartal, sırtıma kürk ve başıma kalpakla gezdim.  Sonra bir Özbek lokantasında ilk defa tatma fırsatını bulduğum yemekler yedik. At eti ve kımız da vardı sofrada. Evlerinde sevgili Bari’nın hediye ettiği geleneksel Kazak giysisi “Çapan”ı giydim. Bu kıymetli ve unutulmaz misafirlerliklerinden dolayı Narin ve Bari’ye en içten teşekkürlerimizi sunuyorum. Sonraki gün Narin Can ile Almata’nın Daçası denilen bir mesire yerindeyiz. Burası suların çağladığı, ala balıkların sularda yüzdüğü, atların kişnediği, yeşille kaplı doğada serin rüzgarların estiği bir cennet adeta. Bu arada fotografta gördüğünüz pars Almata’nın simgesi. Sayıları giderek azalsa da hala dağlarında bulunuyor. Gezimizi yazmak istiyorum. çünkü yazmak, ölümün elinden bir şeyler kurtarmaktır.

Almata Şehri

Elmaların atası anlamına gelen Almata, harika bir kent dizaynına sahip. Sovyetler birliği döneminden kalma altyapısı çok sağlam. Yollar geniş ve çevreyle uyumlu. Kent betona boğulmamış. Rekreasyon alanları harika, kent möblesi zengin. Su ve yeşil bol. Yollar olabildiğince geniş ve temiz, şehir pırıl pırıl.. Mimari güzel ve uyumlu.. İnsanı ferahlatan bir yapısı var.

Grand Erbil Oteli

Almatada kaldığımız Grand Erbil Otelin sahibi genç bir iş adamı, Van Brukilerinden bir  akrabamız, Refikè Ali. Erbil ismini özellikle seçmiş, kendi köklerine geleneklerine sahip çıkmak için. Güzel bir dizayna sahip otelde 100 personel çalışıyor. Dünyanın her yerinden müşterileri var. Bizi de çok iyi ağırladılar. Türkçe ve Kürtçe bilen personelin varlığı Türkiye’den gelenler için büyük bir avantaj teşkil ediyor.

 

BÜYÜK BULUŞMA ve VEDA

Son akşam ve artık gitme vakti. Narin ve Bari o güzel insanlar, güzel evlerinin bahçesinde her bakımdan harika bir veda yemeği düzenlemişler. Tanışma, konuşma, sohbet alıp başını gidiyor. Geçmişi ve geleceği yad ediyoruz.. Onların yüreğinde vatan hasreti benimkinde onlara kavuşma sevinci ve ayrılmanın hüznü. Kimler yok ki; Nadırè Keremè Heci Nadır, kıymetli eşi Helime Xanım, Almata’nın önemli işadamları Mıhemedè Mecit, Şirinè Eli, Ezimè Şemo, Refik; savcı Evdil Xalık, Narin, Bari ve Dimtry ve gazeteci yazar Salih Kevirbiri. Yemek eşliğinde güzel konuşmalar yapılıyor, ders yüklü anektodlar anlatılıyor. Narin ve Bari bana “altın gibi” kalem hediye ediyorlar, onları hatırlamam ve onunla altın kalem ödülleri almam için. Duygulanıyorum. Sizi hiç unutmayacağım kardeşlerim, her daim hatırlayacağım. Ertesi gün Kinyasè İbrahim ve Azizè Ziyo Bedirxanla bir araya geldik. Mehemedè Mecid’ın kardeşinin anmasına katıldık.. Dostlarımız ve akrabalarımıza doyamadan yüreğimizde güzel anılar arkamızda yurtsever ve onurlu bir halk bırakıp dönüyoruz.  Bu seyahatım benim kişisel tarihimde önemli bir yer tutacak. Yüz yıllardır birbirinden kopartılmış analar, babalar, kardeşler… Büyüyerek devam eden bir hasret. Bir nebze de olsa dindirebildik. Başta Nadirov olmak üzere diğer dost ve akrabalarla bir araya gelmek gerçekten tarihsel anlardı benim için. Onları tanımak güzeldi.. Her şey için teşekkürler.. Hoşça kal Almata, hoşça kal Kazakistan…

About Post Author